Mesajı Okuyun
Old 17-02-2009, 23:30   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Sürücünün olay yerini terk etmesi olay gerçekleşdikten sonraki döneme ait olduğunden kusur oranını etkilemez. Ancak örneğin sürücünün alkollü olduğu iddia edilirse diğer delillerle desdeklendiği takdirde ve alkolün olaya neden olduğunun anlaşılması durumunda bu iddiayı destekleyebilir.

Ceza davası sürücü aleyhine açılır.Araç sahibi aleyhine açılmaz. Tanıklar dinlenir. Mahkeme bilirkişi incelemesi yaptırarak kusurlu davranışlar varsa onu tespit ettirir. Adli Tıptan rapor alabilir. Sonuçta kusur durumunu mahkeme tayin eder.

Hukuk Mahkemesi Ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı ile bağlı bereat karaı ve kusur durumu tespiti ile bağlı değildir. Genel kural olarak Hukuk Mahkesinin ceva davası sonucunu beklemesi gerekir. Hukuk Mahkemesi yeniden bilirkişi incelemesi yaptırabilir.Adli Tıptan rapor alabilir. ( Hukuk Mahkemesi ceza mahkemesinde alınan raporu benimseyebilir. Fakat Ceza mahkemesi % üzerinden kusur oranı tespit etmeyeceğinden en azından kusur oranının % olarak dağılımı konusunda yeniden rapor alması gerekir)

Hukuk Mahkemesinde ayrıca tanık dinlenebilir. Ceza da dinlenen tanıkların beyanına dayanılabilir. Yaralanan kişinin ayağında kısalık olup olmadığı , varsa çalışma gücünde hangi oranda azalmaya neden olduğu adli tıp raporuyla tespit ettirilir. Davacının geliri araştırılır. Manevi tazminatı hakim tayin eder. Maddi tazminatın hesabında bilirkişi inelemesi yaptırılır.

Çalışma gücündeki azalma karşılığı tazminatın hesabında kusur ve müterafik kusur durumu dikkete alınır. SSK ve Bağ-Kur tarafından gelir bağlanmışsa , sigorta şirketince ödeme yapılmışsa bunlar tazminat miktarından düşülür.

Genel hatları ile davaların gelişimi bunlar...