Halen devam eden dosyada ki hukuki durum şu şekildedir : Müvekkilim 2007 yılın da sahip olduğu dükkan olarak kullanılan yerini satmış ve davacı taraf süresi içinde şufa hakkını kullanmıştır. Tapuda bu yer 3 paya ayrılmış arsa tapusudur ve müvekkilimin 1/3 payı vardır. Diğer 2 paydaşında 1/3 payı vardır. Müvekilimin payına düşen bölümde dükkan bulunmaktadır. 2. paydaşın müvekkilime ait dükkanın üst katında bir dairesi vardır. 3. paydaşın ise dükkanın altında ev olarak kullandığı yer vardır. Bu bina 1982 yılında yapılmış ve herkes kendi bölümünü kullanmakta kendi vergilerini ödemekte kendi üzerlerine doğalgaz faturaları var, müvekkilim yerini en az 6 7 kere kiralamış kira kontratları var ve mahkemeye sunulmuş. Yani yazılı olmasa bile paydaşlar kendi aralarında anlaşmış. 2001 yılında 2. paydaş (davacı ) bir kat daha çıkıyor ama içini maddi olanaksızlık yüzünden bitiremiyor. Ben dilekçem de paydaşların kendi aralarında fiili taksimin oluştuğunu 2. paydaşın 3. katı 2001 yılın da paydaşların rıza sı dışında yaptığını diler getirdim. Duruşmada dinlettiğim 4 şahitte paydaşların 20 yıldır aralarında bir sorun olmadan kullandıklarını ve herkesin kendi yerlerini sahiplendiğini dile getirmiştir. Yapılan keşifte yerler incelenmiş müvekkilim yerinin 102 m2 dükkan olduğu 2. paydaşın kullandığı keşifte anlaşılan yerin 102m2 lam inat parke saten boyalı 3 oda bir salonlu ev olduğunu 3. paydaşın kullandığı keşif yerinde anlaşılan yerin 78m2 olduğu tavanın kısa girişinin arkadan olduğunu dile getirmiş en son yapılan yerin 102m2 olduğu iç kısmının daha yapılmadığını dile getirdi. Bilirkişi raporunun sonuç kısman da yerin ön alım hakkı için uygun olduğuna fiili taksim konusunun mahkemenin takdirine bırakıldığını, yerin bedelinin 61,000 tl olduğunu ve Yargıtay kararlarına göre keşif yerinde tespit edilen bedelden şufa hakkının kullanılması gerektiğini söylemiş. Raporu aldığımız celse de davacı taraf rapora kabul etmiş ben rapora cevap için süre istedim ama hakim davacı tarafa bedelin depolanması için karar vereyim mi diye sordu davacı taraf takdir mahkemenin dir dedi hakimde diğer celse veririz dedi.
Şimdi konuyla ilgili birkaç sorum var .

1-) Olayda hakimin tavırlarından fiili taksimi reddeteceği kanaatimdeyim. Sizce olay da fiili taksim varmıdır.

2-) Müvekkilim tapuda düşük bedelden yani 32,000 Tl. den satışı göstermiş aslen 55,000 Tl. den satmıştır. Bilirkişi 61,000 Tl. den şufa hakkının kullanılması gerektiği dile getirmiş. Sizce hakim hangi bedelden kara verecektir.

3-) Hakim benim bilirkişi raporuma cevabımı dinlemeden davacıya depo kararı vermek istemesi kafasında her türlü benim talebimi reddeteceği anlamına mı geliyor yoksa davacı ve davalın talebi hakkında karar verilebilmesi için bedelin depo edilmesi mi lazım.

4-) Eğer hakim bu davranışı benim düşündüğüm gibi kendi kafasında kararı vermiş anlamına geliyorsa benim itirazımı da dikkate almayacaktır. O zaman hakimin tarafsızlığı ilkesi zedelenmiş olmuyor mu. Böyleyse benim hakimin reddi talebinde bulunmam lazım.

Cevaplarınızı bekliyorum şimdiden teşekkür ediyorum.