Mesajı Okuyun
Old 05-02-2009, 12:40   #5
altangenc

 
Varsayılan

Kooperatif ortaklarına aidat borçlarından dolayı gönderilecek ihtarnamelerde "şekil" önemli görünüyor. Yapılacak bir şekil hatası, ihtarın geçersiz olmasına neden olabiliyor. İhtarnamede, asıl alacak ve faiz kalemlerini ayrı ayrı bildirilmesinin yeterli olmadığı,ödenmesi istenen aidatın ve faizin hangi aylara ait olduğu ile uygulanan faizin oranının da açıkça belirtilmesi gerektiği yönünde Yargıtay kararları hatırlıyorum.

Ayrıca ihtarnamelerde verilecek sürelerde "otuz gün" ve "bir ay" ayrımına da dikat etmek gerekiyor:

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/770

K. 2002/4385

T. 6.4.2002

• KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ ( Üyenin Aidatları Geciktirilmesi - Ortaklara Yapılan İki Haklı İhtar )

• İKİ HAKLI İHTAR ( İhtarnamelerde Sürelerin Eksik uygulanması - Muaccel Olmayan Aidat Borcunun İhtarnameye Konu Olması )

• MUACCEL OLMAYAN AİDAT BORCU ( Genel Kurulda Aidat Miktarı Ve Faiz Oranının Belirlenmesi - Aidatın Ödeneceği Son Günün Belirlenmemesi )

1163/m.27

ÖZET : 1- 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 27. maddesinde, aidatlarını geciktiren ortaklara iki ihtarın yapılması gerektiği, ikinci ihtarnamede verilecek sürenin de bir ay süreli olması öngörülmüştür. Davacı ortağa otuzar günlük eksik süreleri taşıyan iki ihtar gönderilmiştir. İkinci ihtarnamedeki otuz günlük süre Yasa'ya aykırıdır. Bu son ihtarın tebliğ tarihine göre, davacı aleyhine bir günlük eksik süre meydana getiren 2. ihtarname anılan Yasa hükmüne aykırı olup, usulsüzdür.
2- Muaccel olmayan aidat borcunun yer aldığı ihtarnameye dayanılarak, ihraç kararı verilemez.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Sakarya Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 8.11.2001 tarih ve 2000/819-2001/769 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olduğunu, kooperatif tarafından gönderilen ihtarnamelerde ödenmesi talep edilen miktarların farklı olduğunu, bu nedenle ihtarnamelerin geçerli olmadığını, hukuka aykırı ihtarnameye dayanılarak müvekkili hakkında verilen ihraç kararının yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, yönetim kurulunun 19.7.2000 gün ve 32 sayılı davacı hakkında verilen ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihtarnamelerin ve ihraç kararının yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, aidat borcunu ödemesi için davacıya gönderilen iki ihtarname sonrasında davacının aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 27.maddesinde, aidatlarını geciktiren ortaklara iki ihtarın yapılması gerektiği, ikinci ihtarnamede verilecek sürenin de bir ay süreli olması öngörülmüştür. Davacı ortağa otuzar günlük eksik süreleri taşıyan iki ihtar gönderilmiştir. İkinci ihtarnamedeki otuz günlük süre Yasa'ya aykırıdır. Bu son ihtarın tebliğ tarihine göre, davacı aleyhine bir günlük eksik süre meydana getiren 2. ihtarname anılan Yasa hükmüne aykırı olup, usulsüzdür.
2-Ayrıca; kooperatif genel kurullarında, ödenecek aidatlar belirlendikten sonra aidatları süresinde ödemeyen ortaklardan belirtilen oranlarda faiz alınmasına karar verilmiştir. Ancak, aidatların son ödeme tarihi genel kurullarda kararlaştırılmamıştır. Bu durumda, o ay için belirlenen aidatın son ödeme süresini, o ayın son günü olarak kabul etmek gerekecektir. Davalı kooperatif tarafından keşide edilen 25 Ekim 1999 tarihli birinci ihtarname ile, henüz ödenme süresi geçmemiş olan Ekim 1999 aidatı da dahil edilerek istenilmiştir. Muaccel olmayan aidat borcunun yer aldığı ihtarnameye dayanılarak, ihraç kararı verilemez. Usulsüz ihtarnamelere dayanılarak verilen ihraç kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) ve ( 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 6.4.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.