Mesajı Okuyun
Old 02-02-2009, 21:54   #9
avaarslan

 
Varsayılan

Burada mahkemece verilen karar vekaletnamenin geçerli olup olmaması ile ilgili bir durum değildir. Elbette ki geçerli bir vekaletname sunan avukat davayı takipte yetkili olacaktır. Mahkemenin verdiği karar; avukatın usulüne uygun vekalete dayanarak o celseden itibaren davaya dahil edilmesine ilişkindir. Yani bir anlamda avukatın davayı vekil sıfatı ile davaya dahil olduğunun zapt altına alınmasıdır.
Bir an için bu karara gerek olmadığı düşünülse bile, yine dava dilekçesinin asile tebliği zorunludur. Dava dilekçesi asile tebliğ edilmeden vekilin, vekaletnameye özel bir ibare konularak dava dilekçesini tebliğ alması olanaklı değildir. Bunun sakıncaları önceki yazımızda anlatılmıştı. Kaldı ki boşanma davaları kamu düzenine ilişkin davalardır ve özel vekaletname gerektiren davalardır.
Türk Hukuk Sisteminde boşanma davalarında asillerin hakim tarafından dinlenmesi zorunludur. Ekleyeceğim Yargıtay Kararı bu durumu net şekilde ortaya koymaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinden:

Esas No : 2006/12012

KararNo : 2006/18557

İncelenen Kararın:

Mahkemesi : Bala A.H.

Tarihi : 6/5/2003

Numarası : 2003/51-128

Davacı : Vedat Erel

Davalı : Serap Erel

Dava Türü : Boşanma

Temyiz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı Vedat Erel vekili tarafından davalı Serap Erel aleyhine 25/3/2003 tarihinde açılan boşanma davasında, tarafların boşanma ve mali sonuçları konusunda anlaştıklarına dair davacı vekilinin ve davalının beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde dahi boşanmaya karar verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir.

Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup, toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının anılan Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı asil dinlenilmeksizin davacı vekili ve davalının beyanı ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 28/12/2006



Aksi durumda verilecek boşanma kararı Yargıtay tarafından bozularak geri çevrilecektir. Zaten diğer usulü yöntemide önceki yazımda belirtmiştim.