Mesajı Okuyun
Old 01-02-2009, 21:47   #5
avaarslan

 
Varsayılan

Asile tebligat yapılması zorunludur. Vekilin, müvekkilinin kendisinde vekaletinin bulunduğunu belirterek dava dilekçesini tebliğ alması olanaklı değildir. Çünkü açılan davada, mahkemece, vekilin vekaleten davayı takip etmesine karar verilmiş değildir. Kaldı ki vekil ancak asile tebligat yapıldıktan sonra vekaleten davaya katılmaktadır. Mahkemece vekilin davaya katılmasına katılmasına karar verildikten sonra tebligatlar vekile yapılır. Kısaca vekaletin olması vekilin dava dilekçesini asil adına tebliğ alması yeterli değildir. Usul hukukuna da aykırıdır. Vekilin asil adına dava dilekçesini alması esası kabul edilirse, bu durumda asilin bilgisi dışında asil aleyhine bir sürü davanın açılmasına, hatta giderilmesi imkansız zararlara sebebiyet verilmiş olur.
Bununla birlikte Yargıtay'ın son kararlarında belirttiği ve MK nun ilgili maddesinde belirtildiği üzere, anlaşmalı boşanmada asillerin dinlenmesi zorunludur. Eski MK'nun döneminde vekilerin beyanları yeterli iken yeni MK'nunda bu durum kaldırılmıştır. Böylece, tarafların boşanma konusundaki anlaşma iradesinin mahkemece görülerek değerlendirilmesi öngörülmüştür. Bu durum dikkate alındığında asile tebliğ zorunluluğu olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak şöyle bir yol izlenebilir:
Taraflardan birisi vekili aracılığı ile çekişmeli boşanma davasını açar. Diğer tarafın Türkiye'deki adresine dava dilekçesi tebliğe çıkartılır. Davalının akrabalarına tebligat yapılır. Böylece asile tebligat zorunluluğu aşılmış olur. Duruşmaya davalının vekili de katılır. Duruşmada vereceği dilekçe ile açılan davayı kabul eder ve iki de tanık dinletilir. Mahkeme yargılama sonrasında tarafların boşanmasına karar verir. İyi çalışmalar diliyorum.