Kusuruma bakmayınız ama,ancak üç aşamada sorunu anlayabildik. Yaşar Karayalçın hocamızın bir sözü vardı: "soru sormak sanattır" derdi.
Konuyu şu şekilde değerlendirebiliriz:
Cari hesap sözleşmesinin yazılı yapılması hesaba kayıt, mahsuplaşma, hesabın kesilmesi ve itiraz üzerine bakiyenin kesinleşmesi gibi bazı imkanlar sağlar. Uygulamada cari hesap (c/h) denilen sözleşmeler yazılı olarak yapılmadığından, bunlar aslında "açık hesap" denilen ve yasanın sağladığı, yukarıda saymaya çalıştığım imkanlardan yararlanmazlar.
Bu durumda karşı yanın c/h bakiyesi diye dayandığı alacak kalemi, gerçek bir c/h bakiyesi değilse de, sizden alacaklı olduğunu ileri sürdüğü bir tutardan ibarettir.
Hesap özetine itiraz prosedürü bu tür hesaplarda işlemeyeceğinden uyuşmazlık, satım ve vekalete (ya da somut olayın özelliğine göre) temsile dayalı olarak ve Borçlar Kanunu çerçevesinde çözümlenecektir.
Karşı yanın adına cari hesap demesi ve bunun yasal cari hesap unsurlarını taşımaması başlı başına sizin lehinizde yorumlanamaz; ancak alt ilişkiye girilebilir ve savunma sebeplerinizi bu çerçevede ileri sürebilirsiniz.
Bu girişle yetiniyor ve teslim, fatura keşidesi vs. konulara girmiyorum. Orasını sanırım halledersiniz.
Saygılarımla.