Mesajı Okuyun
Old 09-01-2009, 12:07   #2
Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın ad-hoc

1)
İş Mahkemeleri Kanunu
Madde 1 - İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

2)
İş Kanunu

Madde 1 - Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.
Bu Kanun, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
İşyerleri, işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar.

Madde 8 - İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tabi değildir.

----

Eğer müvekkiliniz şirket ortaklığı yanında yukarıdaki unsurlar içinde fiilen iş görme edimi yerine getiriyorsa iş mahkemesinde dava açabileceğinizi düşünüyorum. Buradaki fark "sermayenin yönetilmesine ilişkin karar alma sürecindeki fonksiyon" ile "kararların uygulanması sırasında verilen emek gücü" kadardır. Müvekkilinizin SSK'ya tabi olması da lehinize bir durum olup baskın olan çalışmanın hizmet akdine dayalı olduğunu göstermektedir.