Mesajı Okuyun
Old 03-01-2009, 15:59   #6
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

DANIŞTAY

8. DAİRE

E. 1999/1729

K. 1999/3045

T. 17.5.1999

• SOKAKLARA İSİM VERİLMESİ ( Kişi Adlarının Sokaklara İsim Olarak Verilmesinde Esas Alınacak Kriterler )

• ŞAHIS ADLARI ( Sokaklara İsim Olarak Verilebilmesinin Şartları )

1580/m.15

1003/m.5

ÖZET : İlde geçici bir süre oturan ve milli kahraman, devlet adamı veya kentin yetiştirdiği, kente önemli hizmetleri olan bir kişi niteliğini taşımayan kişinin adının bir sokağa verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmamaktadır.
İstemin Özeti: Isparta kent merkezindeki Nur Sokağının isminin "Sait Nursi Sokak", 115. Caddenin ( Divan Yolu ) isminin ise "Bediüzzaman Caddesi" olarak değiştirilmesine ilişkin Isparta Belediye Meclisinin 17.6.1996 gün ve 18 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada, Isparta`da uzun yıllar ikamet etmiş, dini sahadaki çalışma, hizmet ve vaazları ile topluma malolmuş Said-i Nursi`nin isminin, kendi mülkiyetinde olan ve ölünceye kadar ikamet ettiği evin bulunduğu ve isminden hareketle Nur Sokak ismi verilen sokağın adının Sait Nursi Sokak olarak değiştirilmesinde mevzuata aykırılık bulunmamakla birlikte, Said-i Nursi`nin diğer bir adı olan Bediüzzaman`ın, 115. Caddeye ( Divan Yolu ) isim olarak verilmesinde, ismin söylenişinin güç ve Türkçe olmaması nedeniyle mevzuata uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu belediye meclis kararının Nur Sokağının Sait Nursi olarak değiştirilmesine ilişkin kısmına yönelik davanın reddine, 115. Caddenin ( Divan Yolu ) isminin Bediüzzaman Caddesi olarak değiştirilmesine ilişkin kısmının ise iptaline karar veren Antalya 2. İdare Mahkemesinin 16.9.1997 gün ve 674 sayılı kararının; Binaların Numaralanması ile Sokaklarla İsim Verilmesi Hakkında 10.4.1927 günlü ve 1003 sayılı Yasanın 5. maddesinde, binaların numaralanması ve sokaklara isim verilmesinin İçişleri Bakanlığınca yapılacak bir yönetmelikle tesbit olunacağı kuralının yer aldığı, anılan Yasa uyarınca çıkarılan Yönetmeliğin 7.10. ( Teşrinievvel ) 1939 günlü ve 4330 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı ve mahkemece de bu Yönetmeliğin 4. maddesi kuralı hükme esas alınmış ise de, daha sonra 21.3.1963 günlü 11361 sayılı Resmi Gazetede Sokaklara Ad veya Numara ve Bütün Binalara Numara verilmesi Hakkındaki Yönetmeliğin yayımlandığı, bu Yönetmelikte 1939 tarihli Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığına ilişkin bir kural yer almamakla birlikte hukuki dayanağının 1003 sayılı Yasanın 5. maddesi olduğu açıklanmış olması karşısında, sonradan yapılan düzenlemenin önceki düzenlemeyi yürürlükten kaldırdığının kabulü gerektiği, 1963 tarihli Yönetmeliğin 12 maddesinde, milli kahramanlara, Devlet adamlarına, kentin yetiştirdiği ve kente önemli hizmetleri dokunan tanınmış kimselere, edip, şair, musikişinas ressam, heykeltraş gibi sanatçılara ait adların sokaklara verilebileceğinin belirtildiği, bu yönetmelik hükmü uyarınca Sait Nursi isminin bir sokağa konulmasında hukuka ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı, idare mahkemesince gösterilen gerekçenin aksine adı geçen kişinin Isparta`da ölünceye kadar ikamet etmediği, Isparta`daki ikameti sırasında dini siyasete alet etmek ve Devletin dahili emniyetini ihlal suçlarından Eskişehir`de yargılanması sonucu bir yıla mahkum olup cezasını çektikten sonra Kastamonu`da ikamete mecbur edildiği, 1960 yılında Urfa`da vefat ettiği gibi, Isparta`daki ikameti de Doğu Anadolu`daki Şeyh Sait İsyanında sorumluluğu görülerek zorunlu ikamete tabi tutulması nedeniyle olduğu, esasen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Said-i Nursi`nin kurucusu bulunduğu Nurculuk`la ilgili olarak verdiği 20.9.1965 gün ve 313 sayılı kararında Nurculuğun suç olduğuna karar verildiği, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerini ortadan kaldırarak tümüyle şeriat hükümlerine ve islami esaslara dayalı hilafeti ve saltanatı geri getirmeyi amaçlayan Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı çıkan ve bu yolda sürekli telkin, teşvik ve propaganda yapan yayınlarda bulunan Said-i Nursi`nin, dini hizmet ve vaazları ile topluma mal olmuş bir kişi olarak nitelendirilmesinde ve isminin bir sokağa verilmesinde Anayasanın, Cumhuriyetin temel niteliklerine ilişkin 2. maddesine, hukuka ve kamu yararına ve 1003 sayılı Yasanın 5. maddesine dayalı olarak yürürlüğe konulan gerek 1939 tarihli Talimatname ( zımnen mülga ) gerekse 1963 tarihli Yönetmelik hükümlerine açıkça aykırı olduğu gerekçesiyle Isparta`daki Nur Sokak isminin Sait Nursi Sokak, 115. Caddenin isminin ise Bediüzzaman olarak değiştirilmesine ilişkin Belediye Meclis kararına karşı açılan davanın, Sait Nursi ismine yönelik kısmının reddi yolundaki Antalya 2. İdare Mahkemesi kararının temyiz edilmeyerek kesinleşen bu bölümünün yürürlükteki mevzuata aykırı bulunduğu öne sürülerek Danıştay Başsavcılığı tarafından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması isteminden ibarettir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Antalya 2. İdare Mahkemesince verilen 16.9.1997 gün ve E: 1996/766, K: 1997/674 sayılı kararın Danıştay Başsavcısı tarafından kanun yararına temyiz edilerek bozulmasının istenilmesi üzerine Dairemizin 1999/1729 esas numarasında oluşturulan dosyasında Danıştay Tetkik Hakimi Ayten Küçük`ün açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü:
1003 sayılı Binaların Numaralanması ve Sokaklara İsim Verilmesi Hakkında Kanun ile bu konu düzenlenmiş olup, anılan Yasanın 5. maddesinde, binaların numaralanması ve sokaklara isim verilmesinin İçişleri Bakanlığınca yapılacak bir Yönetmelik ile tesbit olunacağı kuralı yer almıştır.
1580 sayılı Belediye Kanunu`nun 15. maddesinin 31. fıkrasında, beldenin sokak ve meydanlarının isimlerini ve numaralarını belirlemek belediyenin görevleri arasında sayılmıştır.
1003 sayılı Yasanın 5. maddesi hükmü uyarınca 7.10.1939 gün ve 4330 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Sokaklara İsim veya Numara ve Bütün Binalara Numara Konulması Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinde, sokaklara ahlaka ve adaba aykırı ve gülünç isimler konulmasının yasak olduğu, isimlerin söylenişinin güç ve uzun kelimeler olmamasına, yeni verilen isimlerin seçiminde Türkçe olmasına ve başka dillerden alınmamasına dikkat edileceği, sokak veya meydan ismi seçiminde, eğer o sokağın veya meydanın başkaca bilinen ahlaka ve adaba aykırı veya gülünç olmayan bir ismi var ise yenilenmemek şartıyla bu ismin korunacağı, eğer sokağın veya meydanın bu nitelikte bir ismi yok ise ... o mahallin tarihinde veya milli tarihten alınmış isimler konulabileceği hükmü yer almıştır.
Anılan madde hükmünün verdiği yetkiye dayanarak yeniden hazırlanan Sokaklara Ad veya Numara ve Bütün Binalara Numara Verilmesi Hakkında Yönetmelik ( Numaralama Yönetmeliği ) 21.3.1963 gün ve 11361 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Her ne kadar bu Yönetmelikte 1939 tarihli ilk Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığına ilişkin bir hükme yer verilmemiş ise de, bu Yönetmeliğin 1. maddesinde, hukuki dayanağının 1003 sayılı Yasanın 5. maddesi olduğunun açıklanmış olması karşısında, aynı Yasa hükmüne ve aynı konuya ilişkin olarak sonradan yapılan düzenlemenin önceden yapılan düzenlemeyi yürürlükten kaldırdığının kabulü zorunludur.
Halen yürürlükte olan 1963 tarihli Yönetmeliğin 12. maddesinde ise, önceki Yönetmeliğe göre sokaklara isim verilmesi esasları geniş bir şekilde yer almış, milli kahramanlara, kentin yetiştirdiğ ve kente önemli hizmetleri dokunan tanınmış kimselere, edip, şair, musikişinas, ressam, heykeltraş gibi sanatçılara ait adların sokaklara verilebileceği belirtilmiştir.
Anılan yasal düzenlemelerden, belediye meclislerinin sokak isimlerini belirleme konusundaki takdir yetkilerini kullanırken, seçtikleri ismin ulusal tarihle yörenin tarihine ve gelenek ve göreneklerine uygun, o kentin yetiştirdiği ya da kente yararlı görevler yapmış kişilere ait ve Türkçe olması, söylenişinin güç, gülünç, ahlaka, adaba aykırı, siyasal amaçla seçilmiş ve halkın tepkisini çekecek nitelikte olmamasına dikkat etmeleri gerekmektedir.
Olayımızda, Isparta kent merkezinde bir sokağa verilen Nur isminin Belediye Meclisinin 17.6.1996 gün ve 18 sayılı kararı ile "Sait Nursi" olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, Isparta`da uzun yıllar ikamet etmiş, dini sahadaki çalışma, hizmet ve vaazları ile topluma malolmuş bu kişinin adının kendi mülkiyetinde olan ve ölünceye kadar ikamet ettiği evinin bulunduğu sokağa Sait Nursi Sokak adının verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmının reddine karar verilmiş ise de, bakılan davada belediye meclisinin sokak ismini belirleme konusundaki takdir yetkisini hukuka uygun kullanıp kullanmadığını belirlemek için bu kişinin milli kahraman, Devlet adamı veya kentin yetiştirdiği, kente önemli hizmetleri dokunan tanınmış bir kimse olup olmadığına bakmak gerekmektedir.
Eldeki kaynaklardan, Said-i Nursi`nin, Cumhuriyet döneminde 1925 yılında Şeyh Sait Ayaklanması nedeniyle yargılanarak bir tedbir olarak Burdur, Isparta, Barla, Kastamonu, Afyon ve Emirdağ`da zorunlu ikamete tabi tutulduğu ve 1960 yılında Şanlıurfa`da öldüğü anlaşılmaktadır.
Isparta İlinde geçici bir süre oturan ve milli kahraman, Devlet adamı veya kentin yetiştirdiği, kente önemli hizmetleri olan bir kişi niteliğini taşımayan Said-i Nursi`nin adının bir sokağa verilmesinde yukarıda sözü edilen yönetmelik hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı tarafından yapılan temyiz isteminin kabulü ile Antalya 2. İdare Mahkemesinin 16.9.1997 gün ve E: 1996/766, K: 1997/674 sayılı kararının temyiz edilmeyerek kesinleşen redde ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası`nın 51. maddesi uyarınca kanun yararına ve hükmün hukuki sonuçlarına etkili olmamak üzere bozulmasına, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığı ile Danıştay Başsavcılığına gönderilmesine ve Resmi Gazetede yayımlanmasına 17.5.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.