Mesajı Okuyun
Old 26-12-2008, 14:27   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

İİK 149. madde "İpoteğin paraya çevrilmesi takibinde icra emri gönderilecek olanları " belirlemiştir.Bunlar,borçlu,taşınmaz üçüncü kişi tarafından rehnedilmiş ise bu şahıs,gayrımenkul mülkiyeti üçüncü kişiye geçmiş ise bu ilgilidir.

Rehin veren,aynı zamanda müşterek borçlu müteselsil kefil ise ve diğer borçlu içinde aynı zamanda ilamsız takip yapılmış ise,olayınızda bildirdiğiniz sebeb ile takibin iptal edilemeyeceğini düşünüyorum.Zorunlu takip arkadaşlığı ve bu hususun kamu düzeninden olması hususu,İpoteğin üçüncü kişi olması hali için sözkonusudur.

Ancak;

Borçlar kanunu

4 - İHBAR
MADDE 802 - İpotekle takyit edilmiş olan gayrimenkulün maliki, borçtan şahsen mesul değil ise alacaklının tediye talebi kendisine karşı muteber olmak için borçlu ile kendisine de tebliğ edilmek lâzımdır.
Lehinize bulduğum kararı aşağıya kopyaladım.Diğer kararlar ise ipotek verenin,borçlu değil üçüncü kişi olması durumu ile ilgilidir."

Olayınızda ipotek verenin "Müşterek borçlu müteselsil kefil" olup olmaması önemlidir.

İpotek veren,sadece kefil ise bu takdirde sorçtan şahsen sorumlu değildir.Sorumluluğu üçüncü kişi yararına rehin vererek borca kefil olmaktan ibarettir.Bu takdirde aşağıda sunulu karar gereği "Borçtan şahsen sorumlu olmaması sebebiyle zorunlu takip arkadaşlığı olduğunun kabulü " gerekir.

Saygılarımla


T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/3142

K. 2002/3843

T. 21.5.2002

• KREDİ SÖZLEŞMESİNDE KEFİLE KARŞI TAKİP ( İpotek Vermiş Olan Kefile Karşı Takip Yapılabilmesinin Şartları )

• İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP YAPILABİLMESİNİN ŞARTLARI ( Kredi Sözleşmesinde Kefile Karşı )

• KEFİLE KARŞI İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP YAPILMASININ ŞARTLARI ( Kredi Sözleşmesinde )

4721/m.887

743/m.802


ÖZET : Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız takibe karşı borçluların itirazının iptali istemine ilişkindir. İpoteğin, borçtan şahsen sorumlu olmayan davalı tarafından verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, taşınmaz malikinin borçtan şahsen sorumlu olmaması halinde alacaklının ödeme isteminin adı geçen yönünden geçerli olabilmesi, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı ulaştırılmış olması koşuluna bağlıdır. Dosya içinde sözkonusu ihtarın yapıldığına dair herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Bu yön, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilecek takipte ön koşul olarak dikkate alınması gerektiğinden sözkonusu ihtarın varlığı araştırılmadan davanın kabulüne karar verilemez.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirketin senet avansı karşılığı kredi kullandığını, diğer davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu ve banka lehine gayrimenkul ipoteği tesis ettiğini, hesabın kat edilerek tahsili için girişilen takibe itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptaliyle %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap vermemiş duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalıların takip dosyasına yaptıkları itirazların iptaliyle takibin devamı ve %40 tazminatın davalılardan tahsiline dair verilen hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamsız takibe karşı borçluların itirazının iptali istemine ilişkindir.
İpoteğin, borçtan şahsen sorumlu olmayan davalı Casim K. tarafından verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, önceki MK.nun 802. madde ( MK.887 mad )uyarınca taşınmaz malikinin borçtan şahsen sorumlu olmaması halinde alacaklının ödeme isteminin adı geçen yönünden geçerli olabilmesi, bu istemin hem borçluya hem kendisine karşı ulaştırılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Dosya içinde sözkonusu ihtarın yapıldığına dair herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Bu yön, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilecek takipte ön koşul olarak dikkate alınması gerektiğinden söz konusu ihtarın varlığı araştırılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/5063

K. 2002/6226

T. 26.3.2002

• KREDİ BORCUNDA İPOTEK VEREN ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN SORUMLULUĞU ( Asıl Borçlu Takip Edilmişse İpotek Verene Karşı Sonradan Takip Yapılabileceği )

• İCRA TAKİPLERİNİN BİRLEŞTİRİLMESİ ( Kredi Borcunda İpotek Veren Üçüncü Kişiye Karşı Başlatılacak Takiple Asıl Borçluya Karşı Yapılmış Olan Takip )

• İPOTEK VEREN ÜÇÜNCÜ KİŞİYE KARŞI TAKİP YAPILMASI VE TAKİPLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ ( Asıl Borçluya Karşı Önceden Takip Yapılmış Olması )

• TAKİPLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ ( Kredi Borcunda İpotek Veren Üçüncü Kişiye Karşı Başlatılacak Takiple Asıl Borçluya Karşı Yapılmış Olan Takip )

2004/m.149

4721/m.887

743/m.802


ÖZET : İİK.nun 149. maddesi gereğince kredi borçlusu ile birlikte, taşınmaz üçüncü kişi tarafından rehnedilmiş ise bunlara icra emri gönderilir. Asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesi mümkündür.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : İİK.nun 149. maddesi gereğince kredi borçlusu ile birlikte taşınmaz üçüncü kişi tarafından rehnedilmiş ise bunlara icra emri gönderilir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek verenin sonradan takip edilerek bu iki takibin birleştirilmesi mümkündür. Mercice alacaklıya Medeni Kanunun 802. maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirilmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapması, daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda mehil verilmesi bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin tümüyle iptali gereklidir. Takipten önceki ödemelerle ilgili itiraz süreye tabi ve borçlunun sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Yukarıda açıklanan ve süreye tabi olmayan şikayetin bu kurallar dairesinde kabulüne ve takibin limitle sınırlı olarak devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1998/8197

K. 1998/8854

T. 15.9.1998

• İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ ( İcra Emri Gönderilecekler )

• İCRA EMRİ ( İpoteğin Paraya Çevrilmesinde Gönderilecekler )

• İPOTEKLİ TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN EL DEĞİŞTİRMESİ ( İpoteğin Paraya Çevrilmesi )

2004/m.149

ÖZET : İcra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve gayrimenkul 3. şahıs tarafından rehnedilmiş veya gayrimenkulün mülkiyeti 3. şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.
DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 6.07.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: İİK.`nun 149. maddesi; "icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve gayrimenkul 3. şahıs tarafından rehnedilmiş veya gayrimenkulün mülkiyeti 3. şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" hükmünü içermektedir.
Takip 9.5.1997 günü başlatıldığına ve takipten önce 10.9.1996`da taşınmazın maliki değiştiğine göre bu kişiye de ödeme emri gönderilmesi zorunludur. Merciice 3. kişinin ipotekle yükümlü olarak taşınmazı satın aldığından bahisle istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.`nun 366. ve HUMK.`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15.9.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2001/10722

K. 2001/11786

T. 29.6.2001

• İPOTEK ( Malikin Borçtan Şahsen Mesul Olmaması - Alacaklının Tediye Talebinin Muteber Olabilmesi İçin Borçluyla Birlikte Kendisine de Tebligat Zorunluluğu )

• TEBLİGAT ZORUNLULUĞU ( İpotekli Taşınmaz Malikinin Borçtan Şahsen Mesul Olmaması - Alacaklının Tediye Talebinin Muteber Olabilmesi İçin Borçluyla Birlikte Kendisine de )

743/m.802


ÖZET :İpotekle takyit edilmiş olan gayrimenkulun maliki borçtan şahsen mesul değil ise, alacaklının tediye talebi kendisine karşı muteber olmak için ipotek borçlusu ile kendisine de tebligat yapılması gerekir.
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : MK.nun 802. maddesine göre ipotekle takyit edilmiş olan gayrimenkulun maliki borçtan şahsen mesul değil ise, alacaklının tediye talebi kendisine karşı muteber olmak için ipotek borçlusu ile kendisine de tebligat yapılmak gerekir. Bu nedenle Merci Hakimliğinin ipotek veren yönünden hükümde yer alan gerekçesi ve adı geçen için takibin iptali yasaya uygundur. Ancak, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre asıl borçlu hakkında takip yapıldığı için ipotek veren yönünden yukarıda açıklanan eksiklik giderilerek yeniden takip yapılması ve bu takiple birleştirilmesi mümkündür. Mercice alacaklıya anılan konuda. MK.nun 802. maddesi uyarınca ipotek borçlusuna ihtarname tebliğ ettirmesi ve borç muaccel hale geldikten sonra adı geçen hakkında yeniden takip yapması, daha sonra da bu dosya ile birleştirilmesi konusunda mehil verilmesi, bu işlemlerin yerine getirilmemesi halinde takibin tümüyle iptali yerine yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya uygun bulunmamıştır.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 29.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 1999/17564

K. 2000/198

T. 18.1.2000

• İPOTEK TAKİBİ ( Asıl Borçlu İçin Yapılmadan İpotek Verenler Hakkında Yapılamayacağı )

• TAKİBE DAHİL EDİLEMEME ( Asıl Borçlunun - İpotek Verenler Hakkında Öncelikle Takibe Başlanması )

• İPOTEKLİ BORÇLARIN TAKİBİNDE TAKİBE DAHİL EDİLME ( Asıl Borçlu - İpotek Verenler )

743/m.796/2,799,802

ÖZET : Asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ipotek verenler hakkında takip yapılamaz ve daha sonra asıl borçlu takibe dahil edilemez. Buna karşın, asıl borçlu hakkında takip yapıldığı halde ipotek veren hakkında takip yapılmamışsa, bu kişinin daha sonra takibe dahil edilmesi ve hakkındaki eksikliğin giderilmesi mümkündür.
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 21.12.1999 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ipotek verenler hakkında takip yapılamaz ve daha sonra asıl borçlu takibe dahil edilemez. Buna karşın asıl borçlu hakkında takip yapıldığı halde ipotek veren hakkında takip yapılmamışsa, bu kişinin daha sonra takibe dahil edilmesi ve hakkındaki eksikliğin giderilmesi mümkündür.
İtiraz eden borçluların durumları bu esaslar çerçevesinde değerlendirilmeden ve bir kısım ipoteklerde Ç. Ltd. Şirketinin kredi borcu için kendi taşınmazını ipotek ettiği gözönüne alınmadan tüm borçlular hakkında takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 18.1.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.