Mesajı Okuyun
Old 24-12-2008, 14:37   #2
Av. Filiz Taş

 
Varsayılan

YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2002/10649T.C.

YARGITAY

1. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/10649

K. 2002/12113

T. 1.11.2002

TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( Muris Muvazaası - İştirak Halinde Mülkiyet Söz Konusu Olup Davaya Katılmayan Ortakların Olurlarının Alınması Ya Da Miras Şirketine Atanacak Temsilci Aracılığı İle Davanın Sürdürülmesi Gereği )

• MURİS MUVAZAASI ( Tapu İptali Ve Tescil Davası - İştirak Halinde Mülkiyet Söz Konusu Olup Davaya Katılmayan Ortakların Olurlarının Alınması Ya Da Miras Şirketine Atanacak Temsilci Aracılığı İle Davanın Sürdürülmesi Gereği )

• MİRASTAN MAL KAÇIRMA ( Tapu İptali Ve Tescil Davası - İştirak Halinde Mülkiyet Söz Konusu Olup Davaya Katılmayan Ortakların Olurlarının Alınması Ya Da Miras Şirketine Atanacak Temsilci Aracılığı İle Davanın Sürdürülmesi Gereği )

• ELBİRLİĞİ ( İŞTİRAK ) HALİNDE MÜLKİYET ( Tüzelkişilik Olmayıp Ortaklarının Hiçbirinin Doğrudan Doğruya Bir Hak Sahipliğinin Olmadığı/Sahiplik Ortaklığın Ve Tasarruf Yetkisi De Ortaklığa Ait Olduğu - Tapu İptali Ve Tescil Davası )

• ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI ( Elbirliği ( İştirak ) Halinde Mülkiyette Ortaklar Arasında Bulunduğu - Tapu İptali Ve Tescil Davasının Davaya Katılmayan Ortakların Olurlarının Alınması Ya Da Miras Şirketine Atanacak Temsilci Aracılığı İle Sürdürülmesi Gereği )

• TARAF TEŞKİLİ ( Tapu İptali Ve Tescil Davası - İştirak Halinde Mülkiyet Söz Konusu Olup Davaya Katılmayan Ortakların Olurlarının Alınması Ya Da Miras Şirketine Atanacak Temsilci Aracılığı İle Davanın Sürdürülmesi Gereği )

4721/m.640, 701, 702, 703

12.10.1982 Gün ve 1982/3-2 Sayılı İBK

ÖZET : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Somut olayda, elbirliği ( iştirak ) halinde mülkiyet söz konusu olup dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekir.
Elbirliği ( iştirak ) halinde mülkiyette tüzelkişilik olmadığı ortaklarının hiçbirinin doğrudan doğruya bir hak sahipliği de söz konusu olmayıp sahiplik, ortaklığındır. Dolayısıyla tasarruf yetkisi ortaklığa ait olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kök muris Gökşen'in 5 parsel sayılı taşınmazdaki 385/655 payını, davalı oğlu Mustafa'ya mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak temlik ettiğini, onun da diğer davalı Vahap'a taşınmazı devrettiğini, halen taşınmazı davalı Mustafa'nın kullandığını ileri sürüp tapunun iptali ile muris Gökşen adına tapuya tescilini istemişler, bilahare taşınmazın halen Mustafa adına kayıtlı olması nedeniyle Vahap hakkındaki davalarını atiye terk etmişlerdir.
Davalı Mustafa, satışın gerçek olduğunu, davacıların miras bırakanı İhsan'ın sağlığında dava açmadığını, borcu nedeniyle taşınmazı Vahap'a temlik ettiğini, borcunu ödeyip geri aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa iddiası sabit görülerek davanın kabulü ile taşınmazın müşterek muris Gökşen Kurt adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar çekişmeli taşınmazların terekeye iadesi isteğinde bulunmuşlardır. Ne var ki, dava dışı mirasçılar da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; elbirliği ( iştirak ) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
TMK'nun 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzelkişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla, ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK'nun 701. maddesinde, ( Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. ) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği ( iştirak ) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği ( iştirak ) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların ( iştirakçilerin ) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
TMK'nun 702/2. maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış, bir ortağın tek başına dava açabileceği; ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir ( 11.10.1982 tarih, 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ). Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
Somut olayda, elbirliği ( iştirak ) halinde mülkiyet söz konusu olup dava dışı ortaklar bulunmaktadır.
Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA oybirliğiyle karar verildi.
yarx