Mesajı Okuyun
Old 19-12-2008, 18:16   #6
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/10704
K. 2008/5578
T. 10.4.2008
• TASARRUFUN İPTALİ DAVASI ( Borçlular İle Davacı–Karşı Davalı Üçüncü Kişi Arasındaki İlişki Ticari İşletme Devri Niteliğinde Bulunduğundan İcra ve İflas Kanunu'nun 44. ve Borçlar Kanunu’nun 179. Maddelerinin Uygulanması Gerektiği )
• ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN İSTİHKAK İDDİASI ( Borçlular İle Davacı–Karşı Davalı Üçüncü Kişi Arasındaki İlişki Ticari İşletme Devri Niteliğinde Bulunduğundan İcra ve İflas Kanunu'nun 44. ve Borçlar Kanunu’nun 179. Maddelerinin Uygulanması Gerektiği )
• TİCARİ İŞLETME DEVRİ ( Devir Alacaklının Haklarını Etkileyemeyeceği Gibi Devralan Davacı-Karşı Davalı Üçüncü Kişi de Borçlar Kanunu’nun 179. Maddesi Gereği İşletmenin Borçlarından Sorumlu Olduğu )
2004/m.44, 96,97
818/m.179
1086/m.299
ÖZET : Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davası ile İcra ve İflas Kanunu’nun 97/17. maddesi uyarınca alacaklı tarafından karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Borçlular ile davacı–karşı davalı üçüncü kişi arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan, İcra ve İflas Kanunu'nun 44. ve Borçlar Kanunu’nun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği de açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten, borçluların devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiç bir kanıt yoktur. Bu durumda, devir alacaklının haklarını etkileyemeyeceği gibi, devralan davacı-karşı davalı üçüncü kişi de, Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumludur.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı karşı davacı ( Alacaklı )vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi:

KARAR : Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davası ile İcra ve İflas Kanunu’nun 97/17. maddesi uyarınca alacaklı tarafından karşılık dava olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.

Davaya konu eşyalar, borç dayanağı belgede yazılı ve borçluya ödeme emri tebliğ edildiği adreste haczedilmiş olduğundan, İcra ve İflas Kanunu'nun 97/a maddesi hükmünde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla davalı-karşı davacı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksi, davacı-karşı davalı üçüncü kişi tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamadığından haczedilen eşyalar borçluların sayılır. Davacı-karşı davalı üçüncü kişi kanıt olarak faturalar, vergi kaydı ve adi yazılı kira sözleşmesi ibraz etmiştir.

İbraz edilen faturaların, takip tarihinden sonraki tarihi taşıyan, haczedilen eşyalara ilişkin olduğu anlaşılamayan ve istenilen kişi adına her zaman temini mümkün olan belgeler olması itibariyle davacı-karşı davalı üçüncü kişi tarafından yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü mümkün değildir. Kanıt olarak sunulan ve takip talebinden sonraki tarihi taşıyan vergi levhası da mücerret olarak işyerinin davacı-karşı davalı üçüncü kişiye ait olduğunu göstermez. Ayrıca, H.U.M.K.’nun 299. maddesi uyarınca alacaklının haklarını etkilemeyen adi nitelikteki kira sözleşmesinin de mülkiyeti ispata yeterli belgelerden olmadığı açıktır.

Öte yandan, haciz sırasında, davacı-karşı davalı üçüncü kişi şirket yetkilisi Kenan Ö., malzemeleri borçlulardan Fatma Ö.’ın annesi olan Yurdagül Ö.’den satın aldığını belirtmiştir. Yurdagül Ö. de, 05.10.2006 tarihli celsedeki ifadesinde, haciz yapılan işyerini takip borçluları damadı ile kızından devraldığını ve daha sonra tüm malzemeleri ile birlikte Kenan Ö. isimli şahsa devrettiğini beyan etmiştir. Ayrıca, haciz adresinde daha önce 20.08.2005 tarihinde borçlulardan Osman Ö. huzurunda yapılan haciz sırasında haciz mahallinde bulunan Topcan Marka LM-S1 model mercek ayarlama makinesinin, dava konusu haciz sırasında da haciz mahallinde olduğu görülmüştür. Hal böyle olunca, borçlular ile davacı–karşı davalı üçüncü kişi arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan, İcra ve İflas Kanunu'nun 44. ve Borçlar Kanunu’nun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği de açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten, borçluların devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiç bir kanıt yoktur. Bu durumda, devir alacaklının haklarını etkileyemeyeceği gibi, devralan davacı-karşı davalı üçüncü kişi de, Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan, üçüncü kişinin açtığı davanın reddi ile alacaklının açtığı karşı davanın kabulü gerekirken, aksine düşüncelerle her iki davanın da kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

Kabule göre de, istihkak davalarında alacak miktarı ile haczedilen malların değerinden hangisi az ise onun üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Bu durumda, davacı-karşı davalı üçüncü kişi yararına hacizli malların değerinden daha fazla olan alacak miktarı üzerinden avukatlık ücretine hükmolunması da isabetsizdir.

O halde davalı-karşı davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı karşı davacı ( Alacaklı )'ya iadesine, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx