|
Çocuk işçiliğinde son on yıl...
Çocuk işçiliğinde son 10 yıl…
Dünya çapında ilk kez çalışan çocuk sayısında gerileme görüldü. BM’ye göre çocuk işçiler sorunu 2016’ya kadar bitirilebilir.
NTV-MSNBC VE AJANSLAR
Güncelleme: 14:53 TSİ 05 Mayıs 2006 Cuma
CENEVRE - BM’ye bağlı Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO), “Çocuk İşçiliğinde Sona Doğru: Ulaşılabilir Bir Hedef” raporuna göre, çalışan çocuk sayısı 2000-2004 yılları arasında yüzde 11’lik bir azalmayla 246 milyondan 218 milyona düştü. ILO, çalışan çocuk sayısında, özellikle hayatlarının tehdit altında olduğu işlerde, dünya çapında ilk kez azalma görüldüğünü belirterek, çocuk işçi sorununun 10 yılda yok edilebileceğini belirtti. 14 yaşın altında çalışan çocukların sayısını büyük ölçüde azaltmayı başaran Türkiye, raporda örnek olarak gösterildi.
ILO’nun çocuk işçiliğinin durdurulması yolunda küresel düzeyde sağlanan başarıları ve yerine getirilmesi gerekli görevleri ortaya koyan “Çocuk İşçiliğinde Sona Doğru: Ulaşılabilir Bir Hedef” raporu, tüm ülkelerde aynı anda yayımlandı. Raporda, 4 yıl önceki son verilerle yapılan karşılaştırma sonucu 5 ile 17 yaş arasındaki çalışan çocukların sayısının yüzde 11 azalarak, 218 milyona düştüğü kaydedildi. Rapora göre, fiziksel ya da zihinsel sağlıklarının risk altında olduğu tehlikeli işlerde çalışan çocukların sayısı ise yüzde 26 azalarak, 126 milyona geriledi. En belirgin düşüş, yüzde 33 ile 5-14 yaş grubuna dahil çocuk işçiliğinde oldu.
Rapora, göre, çocuk işçiliğinin durdurulması yolundaki küresel hareketin mevcut tempoda seyretmesi halinde, çocuk işçiliğinin gelecek 10 yılda ortadan kaldırılmasının mümkün olduğuna inanılıyor.
Çocukların çalıştırıldığı en tehlikeli işlerin, tarım, madencilik, inşaat alanlarında olduğu belirtilirken, tanımda, kölelik, fahişeliğe ve silahlı güçlerin arasına katılmaya zorlanmak da yer alıyor. ILO’nun raporunda, çocuk işçi sayısındaki azalma, sorunun çözümü için siyasi iradenin artmasına ve yoksul ailelerin çocuklarını dışarıya çalışmaya gönderme ihtiyacını azalttığı ifade edilen güçlü dünya ekonomisine bağlanıyor.
Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerine karşı BM Sözleşmesi’ni (1999) onaylayan ülkelerin sayısının, ILO üyesi ülkelerin yüzde 90’ını oluşturan 160’a çıktığı belirtildi. Sözleşmeyi onaylayan ülke sayısı 4 yıl önce 117’ydi. En küçük çalışma yaşının 15 olarak belirlendiği 1973 tarihli anlaşmaya bağlı ülke sayısının da 116’dan 140’a çıktığı kaydedildi.
BAŞARISINDAN DOLAYI TÜRKİYE ÖRNEK GÖSTERİLDİ :
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 14 yaşın altındaki çalışan çocuk sayısını büyük ölçüde azaltmayı başaran Türkiye’yi, raporunda örnek gösterdi. Türkiye’de 1994 yılında sayıları 1 milyonu bulan çalışan çocukların sayısının 1999 yılında yarı yarıya azaltıldığı bildirildi. Türkiye’de uzatılan zorunlu okul süresinin ve sefalete karşı yoğun şekilde sürdürülen mücadelenin, çalışan çocukların sayısının büyük ölçüde azaltılmasına katkı sağladığı ifade edildi.
ILO raporuyla ilgili haberi “Örnek Türkiye” başlığıyla veren Alman “Die Welt” gazetesinde, Türk hükümetinin 2002 yılında aldığı bir kararla, en kötü şartlar altında çalışan çocukların sayısını 2012 yılına kadar hemen hemen tümüyle azaltmayı hedeflediği kaydedildi.
TEMEL EĞİTİMİN 8 YILA ÇIKMIŞ OLMASI SON DERECE ÖNEMLİ :
ILO Türkiye Temsilcisi Gülay Aslantepe, rapor hakkında bilgi vererek, ILO’nun 1992 yılında küresel boyutta başlattığı çocuk emeğiyle mücadele çalışmalarının olumlu meyvelerini vermeye başladığını söyledi.
Aslantepe, raporda, çocuk işçiliğiyle mücadelede en olumlu gelişmelerin Latin Amerika ve Karaib ülkelerinde yaşandığına ve bu bölgedeki en başarılı ülkenin Brezilya olduğuna dikkat çekildiğini ifade etti. Sahra Afrikası’nda ise bu gelişmelerin görülemediğini, HIV’in bu bölgedeki insan gücünü olumsuz etkilediği için halen çocuk emeğinin yoğun bir şekilde kullanıldığını belirten Aslantepe, Türkiye’de ise çocuk emeğinin sonlandırılması noktasında çok önemli adımlar atıldığını hatırlattı.
Bu yıl içinde Türkiye İstatistik Kurumu ile birlikte yapacakları çalışmayla Türkiye’deki çocuk işçi sayısını ve neler yapabileceklerini belirleyeceklerini bildiren Aslantepe, “Umarım Türkiye’de çocuk emeğinde çok önemli bir azalmanın olduğunu karşımıza çıkaracak. Tabii bunda temel eğitimin 8 yıla çıkmış olması son derece önemli bir adımdı” diye konuştu.
ILO’NUN ZAMANA BAĞLI PROGRAMLARI :
Aslantepe, ILO’nun 90’lı yıllarda özellikle çocuk emeğinin son derece yaygın bir şekilde dünyada kullanımı karşısında geliştirdiği teknik işbirliği programını ilk uygulamaya başlayan ülkelerin Türkiye, Hindistan, Endonezya, Kenya, Tayland ve Brezilya olduğunu hatırlattı.
ILO’nun bu proje ve programlarının ardından zamana bağlı programlarının gerçekleştirilmesi çabalarını ve desteklerini sürdürdüğünü belirten Aslantepe, şunları söyledi:
“Zamana bağlı programlarda, ülkeler ulusal politikalarında yapacakları değişiklerle ve atacakları çok önemli stratejik adımlarla belirli bir zaman içinde çocuk emeğini sonlandırmayı taahhüt ederler. Türkiye de bu taahhütte bulundu ve 2015 yılına kadar çocuk emeğinin sömürüsünün sonlandırılacağını umuyoruz.”
Aslantepe, kalkınma ve yoksullukla mücadele programlarının hepsinin içinde çocuk emeğinin sonlandırılması programlarının yer alması gerektiğini söyledi. Aslantepe, ayrıca raporda yer alan bölümler hakkında ayrı ayrı bilgi verdi.
ILO IPEC BAŞ TEKNİK DANIŞMANI ZAİM :
Rapora göre, çocuk işçiliğiyle mücadelede en başarılı ülkelerin Brezilya, Türkiye ve Tayland olduğunu bildiren ILO IPEC Baş Teknik Danışmanı Doç.Dr. Osman Zaim, rapora göre çocuk işçiliğinin sonlandırılması için küresel işbirliğinde ilerleme sağlandığını ifade etti. Doç. Dr. Zaim, çocuk işçiliğinin çözümünde anahtar politikaların eğitim, yetişkinler için gelir fırsatlarının artırılması, farkındalık, kanunlar ve yasal yaptırımların uygulanması olduğunu belirtti.
ILO raporunda ayrıca, çalışan çocukların sayısının en fazla yüzde 25’e varan oranla Orta ve Güney Afrika ülkelerinde arttığı belirtildi. Afrika ülkelerinde yaklaşık 47 milyon çocuğun okula gitmediği ve okula gidenlerin sadece 3’te 1’inin okulu tamamlayabildiği ifade edilen haberde, özellikle yoğun nüfus artışının bu çocukların eğitiminin sağlanmasını güçleştirdiği kaydedildi.
|