Mesajı Okuyun
Old 26-11-2008, 17:44   #6
AV. YAKUP DEMİR

 
Varsayılan

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
E. 2003/663
K. 2006/2441
T. 21.12.2006
• REKABET KURULU İŞLERİ ( İdari Para Cezalarında Ceza Verilmesinin Dayanağı Yasa Kuralının Yürürlükten Kaldırılması ve Lehe Düzenleme Yapılması Halinde Bu Yeni Hukuki Durumun Dikkate Alınması Gerektiği )
• İDARİ PARA CEZALARI ( Ceza Verilmesinin Dayanağı Yasa Kuralının Yürürlükten Kaldırılması ve Lehe Düzenleme Yapılması Halinde Bu Yeni Hukuki Durumun Dikkate Alınması Gerektiği - Rekabet Kurulu İşleri )
• CEZA VERİLMESİNİN DAYANAĞI YASA KURALININ YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASI ( İdari Para Cezalarında - Lehe Düzenleme Yapılması Halinde Bu Yeni Hukuki Durumun Dikkate Alınması Gerektiği )
• LEHE DÜZENLEME YAPILMASI ( Rekabet Kurulu İşleri - İdari Para Cezalarında Ceza Verilmesinin Dayanağı Yasa Kuralının Yürürlükten Kaldırılması ve Lehe Düzenleme Yapılması Halinde Bu Yeni Hukuki Durumun Dikkate Alınması Gerektiği )
4054/m.4,6,10,16
ÖZET : İdari para cezalarında, ceza verilmesinin dayanağı yasa kuralının yürürlükten kaldırılması ve lehe düzenleme yapılması halinde, bu yeni hukuki durumun dikkate alınması gerektiği hakkında.

İstemin Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin 13.11.2002 günlü, E:2000/6090, K:2002/4347 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davalı idare tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Muhsin Yıldız'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Zümrüt Öden'in Düşüncesi : Rekabet Kurumunun 22.6.1999 günlü ve 99-31/277-167 sayılı, Çay-Kur ile Tekel Genel Müdürlüğü arasında imzalanan "Çay Satış Protokolü"nde yer alan maddelerin, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4 ve 6. maddelerini ihlal ettiğine ve 1.1.1995 tarihinden itibaren uygulanan Çay-Kur bayilik sözleşmelerinin ve Çay-Kur ile Tekel arasında imzalanan 29.8.1997 tarihli Çay Satış Protokolünün Kuruma bildirilmesi nedeniyle 3.100.000.000 TL idari para cezası verilmesine ilişkin kararını iptal eden Danıştay Onuncu Daire kararı temyiz edilmektedir.

Söz konusu kararda yer alan Savcı düşüncesindeki gerekçeler doğrultusunda temyiz isteminin kabulü ile Onuncu Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, 1.1.1995 tarihinden itibaren uygulanan Çay-Kur bayilik sözleşmelerinin ve Çay-Kur ile Tekel arasında imzalanan 29.8.1997 tarihli Çay Satış Protokolünün Rekabet Kurumuna bildirilmemesi nedeniyle 3.100.000.000.-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 22.6.1999 günlü, 1999-31/167 sayılı Kurul Kararının davacıya ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Onuncu Dairesi 13.11.2002 günlü, E:2000/6090, K:2002/4347 sayılı kararıyla; 4054 sayılı Kanun'un 10. maddesinde, 4. madde kapsamında olup, rekabeti engelleyen, bozan yada kısıtlayan anlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren bir ay içinde Kuruma bildirileceğinin öngörülmesine karşın, Geçici 2. maddesinde, Rekabet Kurumu'nun kuruluşunu tamamladığını ilan ettiği tarihte var olan her türlü anlaşma ve kararların, ilan tarihinden itibaren 6 ay içinde Kuruma bildirilmesinin zorunlu kılındığı, bu tarih itibariyle Yasanın 4. maddesi kapsamındaki bir anlaşmanın yasal süresi içerisinde bildirilmemesinin 16. madde uyarınca idari para cezası uygulanmasını gerektireceği, ancak bunun için öncelikle anlaşmanın 4. madde kapsamında olduğunun Rekabet Kurulu'nca saptanmasının zorunlu olduğu, Yasanın Geçici 2. maddesi ile belirlenen sürede her türlü anlaşma ve kararların bildirilmesinin zorunlu kılındığı, ancak bildirmeme halinin yaptırımının düzenlenmediği, bu nedenle 4. madde kapsamında olduğu belirlenmeksizin herhangi bir anlaşmanın Rekabet Kurumu'nun kuruluşunu ilan ettiği 5.11.1997 tarihinden itibaren 6 ay içinde bildirilmediği nedenine dayanılarak 16. maddenin uygulanması suretiyle para cezası verilmesine yasal olanak bulunmadığı, olayda Rekabet Kurumu'na yapılan şikayetler üzerine 16.2.1999 günlü kararla Çay-Kur tarafından bayilik istemine ilişkin olarak imzalanan 1.1.1995 tarihli sözleşme ile Mayıs 1998'den itibaren imzalanan ek sözleşmeler ile Tekel Genel Müdürlüğü ile Çay-Kur arasında imzalanan Çay Satış Protokolü hakkında önaraştırma başlatıldığı, bunun sonucu düzenlenen önaraştırma raporu uyarınca 4054 sayılı Yasa'nın 4. ve 6. maddelerinin ihlal edildiği sonucuna varılarak, soruşturma yapılmadan ve savunma alınmadan, yani 4054 sayılı Yasa ile belirlenen usule uyulmaksızın hukuka aykırı olarak 4054 sayılı Yasanın 16/c. maddesi uyarınca idari para cezası verildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle dava konusu kararın iptaline karar vermiştir.

Davalı idare, Geçici 2. madde uyarınca yapılmış olan bildirimde yanlış veya yanıltıcı bilgi verilmesi hali para cezası yaptırımına bağlanmışken, bu bildirim yükümlülüğünün hiç yerine getirilmemesi halinin yaptırımsız bırakıldığı şeklindeki bir yorumun kabul edilemeyeceği, bu itibarla Çay-Kur ve Tekel hakkında Kanun'un 16/1-c maddesi hükmü uyarınca idari para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı iddialarıyla kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun Yasaklanan Faaliyetler başlıklı 4. maddesinde, belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma yada kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemlerinin hukuka aykırı ve yasak olduğu belirtildikten sonra bu hallere yer verilmiş, 10. maddesinin birinci fıkrasında ise, 4. madde kapsamına giren anlaşma, uyumlu eylem ve kararların yapıldıkları tarihten itibaren bir ay içinde Rekabet Kuruluna bildirileceği, bunların süresi içinde bildirilmemesi halinde Kanunun 16/c bendi uyarınca idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.

Temyize konu Daire kararında, Kanunun 16/c bendi gereğince idari para cezası verilmesini gerektiren hususun, herhangi bir anlaşma, uyumlu eylem veya kararın bildirilmemesi değil, rekabeti sınırlayıcı nitelikte olan anlaşma, uyumlu eylem veya kararların Kurula bildirilmemesi olduğu; Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda rekabet ihlalinin saptanabilmesi amacıyla bir idari usulün öngörüldüğü, Rekabet Kurulunun rekabet ihlaline ilişkin bir kararı alırken, konuyu Kanunda öngörülen biçimde incelemek ve araştırmak zorunluluğunun bulunduğu, belirtilen usule uyulmaksızın Kanunun yasakladığı bir faaliyetin varlığının saptanmasının ve ceza uygulanmasının hukuken mümkün olmadığı, olayda, rekabetin ihlal edildiğinin ön araştırma sonucu tespit edilmesine karşın, bu tespitler nedeniyle soruşturma açılması, ileri sürülen hususlarla ilgili olarak Kanunda öngörülen savunma hakkının kullandırılması gerekirken, bu usule uyulmaksızın idari para cezası verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesine yer verilmiştir.

Ancak 2.7.2005 günlü, 5388 sayılı Kanunla 4054 sayılı Kanunun 10. ve 16. maddelerinde değişiklik yapılarak 4. madde kapsamına giren anlaşma, uyumlu eylem ve kararların bildirilmesi zorunluluğu ve bildirimin yapılmaması nedeniyle idari para cezası verilmesini öngören kuralların yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, ihlalin gerçekleştirildiği zaman yürürlükte bulunan kanun hükmü, anılan değişiklikle yürürlükten kaldırılarak idari para cezasına konu edilen eylem rekabet ihlali olmaktan çıkarılmıştır. İdari para cezalarında, ceza verilmesinin dayanağı kuralın yürürlükten kaldırılması veya lehe düzenleme yapılması yoluyla ortaya çıkan yeni hukuki durumun dikkate alınması gerekmektedir.

Bu durumda, yeni hukuki duruma göre rekabet ihlali olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan bildirimin yapılmaması eyleminden dolayı davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin Rekabet Kurulu Kararında hukuka uygunluk bulunmamakta olup, Daire kararı sonucu itibariyle yerinde görülmüştür.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Danıştay Onuncu Dairesinin 13.11.2002 günlü, E:2000/6090, K:2002/4347 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, 21.12.2006 günü oybirliği ile karar verildi.