Mesajı Okuyun
Old 26-11-2008, 13:49   #7
serdarserdar

 
Varsayılan Bir arkadaşımızın bu sitede yadığı makaleden bir kısım ekliyorum.Yeterli olur sanırım

Özetleri aşağıda sunulan kararlarda, gerekçe açık ve net olarak belirtilmiş olmasa da, özel şahısların kaydettiği kaset geçerli delil olarak kabul edilmiş, kamu ajanlarının kayıtları ise değerlendirme dışı bırakılmıştır:
1 CD’nin, 16.02.2004 tarih ve 2003/3819E-2004/299K sayılı kararı özetle şöyledir: “...Şu halde, yerel mahkeme hükmünü üç önemli delile dayandırmıştır. Bu delillerden birincisi, küçük S. 'nin konuşmalarının yer aldığı ve amcası D. tarafından kaydedilen teyp kasetidir. İkincisi, S.'nin kasetteki kayıtları teyit eden aşama ifadeleri, üçüncüsü ise polis tarafından C. 'den habersiz olarak gizli kamera ile kaydedilmiş olan, C.'nin ikrarını havi video kasetidir... Sanık C.'nin ikrarını içeren video kasetinin tamamı hukuken geçersiz kabul edilerek, bunun dışındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle, oluşacak kanaate göre sanıkların hukuki durumlarının tayin edilmesi gerekirken gerekçede yazılı olduğu şekilde yasak yöntemlerle elde edildiğinde şüphe bulunmayan delile dayanılarak hüküm kurulması suretiyle, CMUK.'nın 3842 Sayılı Kanun ile değişik 135/a ve 254/2. maddelerine muhalefet edilmesi” hukuka aykırı bulunmuş ve yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Burada, özel şahsın kaydettiği kaset delil olarak kabul edilirken, kamu görevlisinin kaydettiği kaset hukuka aykırı bulunmuştur.

CGK’nın 21.05.2002 tarih ve 2002/6-95E-2002/252K sayılı kararında ise; “Yerel Mahkemece hükmün gerekçesinde; sanık korucu başı Kemal Ö.'in, Kahraman B.'le, maddi durumu itibariyle zengin bildiği şahıslardan PKK.ya yardım ettiği bahanesiyle tehditle para alma fiillerini gerçekleştirme yönünde teşekkül oluşturdukları, alınan karar doğrultusunda Kahraman B.'in Vahyettin A.'dan telefon tehdidiyle para talep ettiği, bu tehdit üzerine ve tehdit doğrultusunda Vahyettin A.'ın Kemal Ö.'in yazıhanesinde Kahraman B. ile doğrudan görüştüğü, para verilmesi konusunda Vahyettin A.'ın her iki sanığa kabul beyanında bulunduğu, Vahyettin A.'ın telefon konuşmalarını kasete aldığı, bu kasetin Askeri Komutan tanık Hami Ç.'a Vahyettin A. tarafından verildiği, Kahraman B.'in tanık Hami Ç. huzurunda olayı kabullendiği, sanık savunmaları tanık ve müşteki anlatımlarıyla sabit olduğu belirtilmek suretiyle sanık Kemal Ö.'in Vahyettin A.'a yönelik gasp suçunun sabit olduğu kabul edilmiş, ancak hüküm fıkrasında sanık Kemal Ö.'in, Vahyettin A.'a yönelik gasp suçundan kanıt yetersizliğinden beraatine karar verilmek suretiyle gerekçe ve sonuç arasında çelişkiye düşülmüştür. Hüküm bu yönüyle kendi içinde çelişkili bulunduğundan, Yargıtay C.Başsavcılığının anılan hususa ilişkin itirazının bu değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir” denmek suretiyle, kendi yaptığı telefon görüşmesini kayda alan şahsın sunduğu bu kaset, geçerli delil olarak kabul edilmiştir.

6 CD’nin 02.10.2000 tarih ve 2000/6524E-2000/6644 K sayılı kararında ise; “Dosya içerisinde bulunan kasetin çözümünün yaptırılıp, defter ve belgelerin Denetim Kuruluyla beraber kendilerine de verildiği iddia edilen üst kurul üyeleri Naim ve Ali ile sanıklar tarafından ilgili belgelerin kendisine kontrol amacıyla götürüldüğü açıklanan ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığında çalıştığı bildirilen Cafer dinlenilip; Sincan C.Başsavcılığına üst kurulları hakkında Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından 09.12.1996 tarihinde vaki suç duyurusunun akıbeti de araştırıldıktan sonra anılan defter ve belgelerin kimde olduğu tespit”i gerektiği bildirilerek, ne suretle kaydedildiği açıklanmasa da, özel şahıslarca elde edilen kaset, delil olarak kabul edilmiştir.