Mesajı Okuyun
Old 21-11-2008, 17:53   #3
avesrademr

 
Varsayılan

Teşekkür ederim Suat Bey. Şu Yargıtay Kararını okumanızı rica ediyorum, merak ediyorum fikriniz değişecek mi diye. Tekrar teşekkürler.



ÖZET: Mahkemece davalılar arasında arsa karşılığı inşaat sözleşmesi bulunup bulunmadığı, bunun resmi şekilde yapılıp yapılmadığı ve davacıya yapılan satışın alacağın temliki hükümlerine göre geçerli olup olmadığı belirlenmelidir. Geçerli bir sözleşme bulunması halinde şimdiki gibi, aksi halde sözleşme geçersiz olacağından davacı bu geçersiz sözleşme nedeni ile verdiğini geri isteyebileceğinden davacının ödediği miktarın aynen tahsiline karar verilmesi gerekirken verilmemesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

(818 S. K. m. 162, 163, 213) (743 S. K. m. 634)




Dava: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı karşı davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Davacı, 29.8.1995 tarihli harici satış sözleşmesi ile 15 nolu bağımsız bölümü davalılardan satın aldığını, bu sözleşme gereği 500 dolar peşin, 7800 dolar da banka havalesi ile ödediğini, bu taşınmaz ile ilgili olarak bankadan kredi almak istediğinde bankanın yaptığı araştırmaya göre iskân izni alınmadığından kredi alamadığını, davalıların satıştan vazgeçerek 27.3.1998 tarihinde taşınmazı üçüncü şahsa sattıklarını belirterek ödediği 8300 doların fiili ödeme günündeki efektif kur üzerinden TL olarak veya aynen faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan M, M ve M.'dan cevap ve karşı dava dilekçelerinde, davacının serbest iradesi ile yaptığı sözleşmenin geçerli olduğunu, iskan raporu alınmasının satıcıya ait bir işlem olmadığını, davacının sözleşme gereği edimini yerine getirmediğini bu nedenle cezai şarttan sorumlu olduğunu belirterek davanın reddi ile davacının iddia ettiği ödemeler düşülerek 11.700 dolar cezai şartın davacı-karşı davalıdan tahsilini istemişlerdir. Mahkemece, tarafların imzası bulunan yazılı sözleşmenin geçerli olduğu, davacının edimini yerine getirmediği kabul edilerek; Y hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı M'dan dava tarihinden önce öldüğünden reddine, diğer davalılar yönünden esastan reddine, karşı davanın kabulü ile 11.700 doların fiili ödeme tarihindeki resmi kur karşılığının TL olarak davacı-karşı davalıdan alınarak davalı -karşı davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı- karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalılar arasında 29.8.1995 tarihli sözleşme adi şekilde düzenlenmiştir. Satışa konu olan 15 nolu bağımsız bölüm inşaatı tamamlanmış villadır. BK 213 ve MK 634 maddeleri gereğince tapulu taşınmazların satımı resmi şekilde yapılmalıdır. Resmi şekilde yapılmayan bu satışlar geçerli değildir. Ancak satışı vaat edenler arsa sahipleri ile birlikte yüklenicilerde vardır. Yükleniciler, arsa sahipleri ile arsa karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince inşaat yapmakta iseler ve davacıya satışı vaat edilen villanın da yüklenicilere verilmesi gereken villa olması ve yüklenicilerle arsa sahipleri arasındaki arsa karşılığı inşaat sözleşmesi resmi şekilde yapılmış olması halinde davacıya yapılan bu satış alacağın temliki hükümleri çerçevesinde geçerli kabul edilebilir. Ancak dosyadan bu husus açıkça anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece öncelikle davalılar arasında arsa karşılığı inşaat sözleşmesi bulunup bulunmadığı, bunun resmi şekilde yapılıp yapılmadığı ve davacıya yapılan satışın alacağın temliki hükümlerine göre geçerli olup olmadığı belirlenmeli ve geçerli bir sözleşme bulunması halinde şimdiki gibi, aksi halde sözleşme geçersiz olacağından davacı bu geçersiz sözleşme nedeni ile verdiğini geri isteyebileceğinden davacının ödediği miktarın aynen tahsiline karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 08.02.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)