Mesajı Okuyun
Old 07-11-2008, 15:20   #2
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Onbirinci Hukuk Dairesi
Esas No
: 2004/13585
Karar No
: 2004/11983
Tarih
: 06.12.2004
Taraflar arasında görülen davada (İzmir Asliye 1. Ticaret Mahkemesi) nce verilen 24.09.2004 tarih ve 2003/515 - 2004/677 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi asıl davanın davacısı B… Konut Yapı Koop. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:


KARAR
Davacı kooperatif vekili, asıl davada müvekkili kooperatifin 31.10.1999 tarihinde yapmış olduğu olağanüstü genel kurulun mahkemece iptaline karar verildiğini, sonraki ilk genel kurulun 30.06.2000 tarihinde yapıldığını, bu genel kurulda alınan kararların kesinleştiğini, buna rağmen, davalı memurluğun 30.10.1999 tarihli genel kurulun iptal edilmesi nedeniyle sonraki genel kurulların geçirsiz olduğu ve bu nedenle kooperatifin organsız kaldığı gerekçesiyle görüş bildirip, yeni organ teşekkül ettirip tescil edilmesi yönünde karar aldığını, oysa yönetim kurulunun 30.06.2000 tarihli genel kurulu çağırma tarihinde yetkili olduğunu ve kararın doğru olmadığını iddia ederek, davalının 17.09.2003 tarih 3-19/12286 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.

Birleştirilen davanın davacısı Selime ise, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 31.10.1999 tarihli genel kurulundan sonra kooperatifin organsız kaldığını, yetkisiz kişilerin işlem yaptığını ileri sürerek, kişilerin yetkisizliğinin tespitine, faaliyetin durdurulmasına ve organlarının oluşturulmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı Ticaret Sicil Memurluğu asıl davada yanıt vermemiş, birleştirilen davanın davalısı B… Konut Yapı Kooperatifi vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddialar, savunmalar, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, B… Konut Yapı Kooperatifi'nin 30.10.1999 tarihli genel kurul kararının mahkeme kararıyla iptal edildiği, birleştirilen davada istenen hususların genel kurul iptal davası ile çözümleneceği, tespit davasına konu olamayacağı, dinlenebilirlik özelliği olmadığı, iptaline karar verilen genel kurulda seçilen yöneticilerin yeni bir genel kurul toplanması için davet yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle daha sonra yapılan genel kurulların yok hükmünde sayılması gerekeceği, İzmir Ticaret Sicil Memurluğu kararının doğru olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.

Kararı, asıl davanın davacısı B… Konut Yapı Kooperatifi vekili temyiz etmiştir.

Asıl davanın davacısı, davalı Ticaret Sicil müdürlüğünce tesis edilen kararın iptalini talep etmiştir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı kooperatifin 31.10.1999 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptali davası, azınlık taleplerinin gündeme alınmaması, gündeme dışı konuda karar alınması iddiasıyla açılmış, yeni yönetim kurulu seçilmesine ilişkin karar dahil alınan tüm kararların iptaline dair tesis edilen mahkeme kararı, davalı vekilinin temyiz süresini kaçırması sonucu 23.05.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Anılan genel kurulda seçilen yöneticiler tarafından genel kurul 30.06.2000 tarihinde toplantıya çağrılmış, bu toplantıda alınan kararların iptali talep edilmemiştir. Daha sonra da davacı kooperatifin genel kurul toplantıları yapılmıştır. Hemen ifade etmek gerekir ki, 31.10.1999 tarihli genel kurulda alınan kararlar, mutlak butlanla batıl nitelikte olmayıp, iptal edilebilir kararlardır. Mutlak butlanla batıl kararlar, baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlilik kazanma imkanı olmayan, emredici kurallara, kamu düzenine veya ahlaka ve adaba aykırı veyahut konusu imkansız olan kararlardır.

Bu tür kararlar, baştan beri hüküm ifade etmediklerinden ancak ilgilisi tarafından açılacak tespit davasına konu olabilir. TTK.nun 381. maddesi anlamında iptali kabil kararlar ise, daha çok ortakların menfaatlerinin koruyan düzenlemelere aykırılık teşkil eden, emredici kurallar dışında yorumlayıcı ve şekle ilişkin kuralların ihlal edildiği kararlardır. İptali gereken kararlar, baştan itibaren geçersiz olmadıklarından, iptal edilinceye kadar geçerli bir kararın hüküm ve sonuçlarını doğururlar. İptal davası açılmış olsa dahi, alınan kararların icrası etkilenmez. İptal anına kadar bu kararlara dayanılarak yapılan işlemler geçerlidir.

Somut olayda, iptaline karar verilen olağanüstü genel kurulda seçilen yönetimin faaliyetinin engellenmesine yönelik mahkemece verilmiş bir tedbir kararı da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, iptal kararının kesinleşmesi anına kadar yapılan işlemlerin ve yetkisiz oldukları gerekçesiyle çağrısını yaptıkları genel kurulların yok hükmünde kabul edilmesi doğru değildir. Ayrıca, çağrıda usulsüzlük ancak iptal sebebidir.

Genel kurullarında alınan kararların yokluğunun tespiti veya iptal edilebilirliği ancak kooperatife karşı açılabilecek bir davayla mümkündür. Bu nedenle, açıkça kanuna aykırılık hallerinde tescilden imtina edebilme hakkı olan davalı ticaret sicil memurluğunun doğrudan uyuşmazlığa konu şekilde karar tesis etmesi de yanlıştır. O halde, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı B… Konut yapı Kooperatifi vekilinin itirazlarının kabulü ile, kararın mümeyyiz davacı yararına (BOZULMASINA) , ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.