Mesajı Okuyun
Old 31-10-2008, 15:29   #7
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

İstediğiniz kararlardan olmasa da benzer içerikli olduğu için belki yardımcı olabilecek bir karar
iyi çalışmalar

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/9236
K. 1998/11175
T. 20.10.1998
• VELAYETİN ANNEYE BIRAKILMASI ( Çocuğun Küçük Olması ve Kardeşlerin Birbirinden Ayrılmaması İçin )
• KÜÇÜK ÇOCUĞUN VELAYETİ ( Anneye Bırakılması Gerekliliği )
• KARDEŞLERİN AYRILMASI ( Bedeni ve Fikri Gelişimlerinin Engellenmesi )
• BOŞANMA DAVASI SONUCU ÇOCUKLARIN DURUMU ( Çocukların Birbirinden Ayrılmaması )
743/m.148
ÖZET : Velayeti babaya bırakılan çocuk, annenin bakım ve şefkatine muhtaçtır ve annenin velayeti ifa edemeyecek durumda olduğu ispat edilememiştir. Kardeşlerin birbirinden ayrılması, onların bedeni ve fikri gelişimlerini olumsuz etkileyeceğinden çocukların velayetinin anneye verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle, duruşma için tayin olunan bugün "temyiz eden C.K. ile vekili avukat İ.K. ve karşı taraf vekili avukat A.A. geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra, işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Velayeti babaya bırakılan Güçlü 1992 doğumludur. Annenin bakım ve şefkatine muhtaçtır. Davalının velayeti ifa edemeyecek durumda olduğu da ispat edilmemiştir. Kardeşlerin birbirlerinden ayrılması da onların bedeni ve fikri gelişimlerine olumsuz etki yapacağı açıktır. Gerçekleşen bu durum karşısında Güçlü'nün velayetinin de anneye bırakılması gerekir. Açıklanan husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün ikinci bentte gösterilen sebeple, vilayet yönünden BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 20.000.000 lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, bozmada oy birliği sebebinde oyçokluğu ile karar verildi.20.10.1998 KARŞI OY: Davalının sadakatsizliğine ilişkin görgü ve duyguya dayanan bir bilgi verilmediği gibi, tanık ifadelerinde geçen olaylardan sonra, evlilik birliği devam etmiş, tanık beyanlarına göre ayrıca barışma teşebbüsünde de bulunulmuş, davalı hoş karşılamamamıştır.

Terk nedenine dayalı bir dava da bulunmamaktadır.

Medeni Kanun'un 134/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacının tanıklarının sözlerinin bir kısmı Medeni Kanun'un 134/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bozma kanaatiyle değerli çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

yarx