Mesajı Okuyun
Old 26-10-2008, 19:14   #1
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan Yazdıklarımı okuduğunda ne olacak?

Yazdıklarımı okuduğunda ne olacak? Bir öykü olsa bu, karmaşık kentin kafası karışmış insanını anlatsa, belki kendinden birşeyler bulup, öykümden çok uzaklara gidecek, kendi iç hesaplaşmanı yapacaksın. Belki de benim beni, kendimi anlattığımı sanıp, bir öyküden yola çıkarak yaşamımı çözümlemeye girişeceksin. Bir şiir olsa okuduğun, yine imgelerde ya kendini ya da varsaydığın beni arayacak ve düşgücümün yarattığını, düşgücünü kullanarak düşe çevireceksin.


Oysa neden “sana” yazmış olayım ki bunları? Neden hiç tanımadığım “sen”e “ben”i anlatayım? Ve zaten “sen”i hiç tanımadığıma göre, sana “sen”i anlatmış da olamam, değil mi? Bir düşünsene! Hem ne diye benden sözcükler, imgeler, bir kerteriz bekliyorsun ki, bana ya da kendine ilişkin birşeyler düşünmek için? Madem birkaç sözcükten, tümceden başlayıp, düşten düşe ya da gerçekten gerçeğe gezeceksin, benim katkım olmadan niye yapmıyorsun bunu?


Şunu kabul et; yazar, kendisi için yazar, senin okuyup okumayacağını umursamaz bile. Tüm sanatçılar için geçerli bir kuraldır bu; güzelliğin peşinde koşarlar sadece. Başkaları beğenir mi, anlamsızdır bu soru onlar için. Kendilerince güzel olanı, herkes için güzel yapmaya çalışırlar ama öncelikli istekleri, kendilerinin o güzelliğe ulaşmalarıdır. O tadı aldıktan sonrasının bir önemi yoktur.


03.07.2003