Mesajı Okuyun
Old 23-10-2008, 09:08   #2
hukukcu1985

 
Varsayılan

Umarım işinize yarar
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/707
Karar: 2006/3791
Karar Tarihi: 28.02.2006

ÖZET: Mahkemece ipotek akit tablosu celbedilerek mahcuzların ipotek akit tablosunda yazılı ve eklenti niteliğinde olup olmadığına yönelik olarak uygun bilirkişi raporu alarak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.


(2004 S. K. m. 83) (4721 S. K. m. 686)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Taşınır mallar MK. nun 686. maddesi uyarınca eklenti olduğu saptandığı takdirde taşınmazdan ayrı haczedilebilir ve satılabilir. Çünkü eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ancak İİK. nun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda sayılan eklentilerin bu madde gereğince taşınmazdan ayrı haczedilemez. Bu hükmün uygulanabilmesi için mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması, hem de MK. nun 686. maddesinde taşınmazların eklenti niteliğini taşıması zorunludur.

Somut olayda, borçlu şirkete ait tuğla fabrikasında tuğlaları kurutmada kullanılan metal ranzalar haczedilmiştir. Şikayetçi 3.kişi, mahcuzların bulunduğu fabrika üzerinde ipotek tesis ettiklerini, Avanos İcra Müdürlüğünün 2002/203'e kayıtlı icra dosyası ile borçlu şirket aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını, bu nedenle taşınırların, taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceğini ileri sürdüğüne göre şikayette hukuki yararı vardır.

Mahkemece ipotek akit tablosu celbedilerek mahcuzların ipotek akit tablosunda yazılı ve eklenti niteliğinde olup olmadığına yönelik olarak yukarıdaki ilkelere uygun bilirkişi raporu alarak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/3500
Karar: 2007/5824
Karar Tarihi: 27.03.2007

ÖZET: Tüzel kişiliği olmayan şikayetçi bakanlığa bağlı birime, haciz yazısı gönderilmiş olup nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak mevcut olmadığından 3.kişi Bakanlığın şikayette hukuki yararı yoktur. O halde Mahkemece şikayetin reddi yerine, haciz yazısının İİK. nun 89/1. maddesi kapsamında haciz ihbarı kabul edilerek iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.


(2004 S. K. m. 78, 89)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Borçlu hakkında takibin kesinleşmesinden sonra alacaklının İİK. nun 78. ve müteakip maddeleri gereğince borçlunun hak, alacak ve malları üzerine doğrudan haciz konulmasını isteme hakkı vardır. Alacaklının, İİK. nun 78. maddesi gereği borçlunun şikayetçi 3.kişideki hak ve alacaklarına doğrudan doğruya haciz müzekkeresi gönderilmesi halinde 3. kişinin borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığını icra dairesine bildirmesi gerekir. 3.kişinin doğrudan doğruya İİK. nun 78. maddesine göre istenen haciz nedeniyle anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, 3. kişi nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak yoktur.

Ancak haciz konusu paranın varlığı halinde 3.kişi para üzerine haciz koymakla yetinmelidir. Bu hacze ilişkin şikayet hakkı da (haczedilmezlik şikayeti) borçluya aittir.

Somut olayda tüzel kişiliği olmayan şikayetçi bakanlığa bağlı birime, İİK. nun 78. maddesine göre haciz yazısı gönderilmiş olup nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak mevcut olmadığından 3.kişi Bakanlığın şikayette hukuki yararı yoktur. O halde Mahkemece şikayetin reddi yerine, haciz yazısının İİK. nun 89/1. maddesi kapsamında haciz ihbarı kabul edilerek iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 27.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)