Mesajı Okuyun
Old 18-10-2008, 21:13   #22
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nfb

HUMK Madde 275 - (Değişik madde: 16/07/1981 - 2494/18 md.)

Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez.

Madde 286 - Ehlivukufun rey ve mütalaaları hakimi takyit etmez.

HUMK nun bu düzenlemeleri karşısında iş kazalarında verilen bilirkişi raporlarındaki kusur dağılımını mahkemelerin aynen benimsemeleri Anayasanın 138. maddesinde yazılı olan
"Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler."


Öncelikle Sayın Meslektaşımın AHİM ile ilgili sorusuna görüş bildirmek istiyorum. Eğer Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa, bence mümkün gerekçe adil yargılanmama.

Bilirkişilerin durumu ile ilgili tartışmaya başka bir boyuttan girmek istiyorum. Malumunuz bir çok uygulama Yargıtay Kararları ile hukuk ve yargılama düzenimize girmiştir. Mahkemelerin olur olmaz konularda bilirkişilere gitmesinin önemli bir sebebi de Yargıtay Kararlarıdır.

Usule ilişkin bir çok konuda hatta ilk itirazlarda yer alan ve Hakimin öncelikle karara bağlayacağı ve yargılamaya öyle devam edeceği hususlarda bile bilirkişiye gidildiğine tanık oldum. Hatta zamanaşımı iddiamı değerlendirmek üzere dosyayı bilirkişiye yönlendirme eğiliminde olan Ticaret Mahkemesi naib üyesine "1. sınıfa ayrılarak Ankara'da görev yapan 3 kişilik Ticaret Mahkemesi Heyetinin zamanaşımı iddiamızı inceleyecek bilgiye ve hukuki donanıma sahip olduğu düşüncesi ile dosyanın bilirkişiye gönderilmesini yersiz bulmaktayım, illa bir bilirkişi tayin edilecek ise her hangi bir HUMK dersinden başarı sağlamış hukuk fakültesi 4. sınıf öğrencisinin bilirkişi olarak atanmasını talep ediyorum" sözlü savunmasını yaptıktan sonra (bu açıklamam salonda olan tüm hukukçuların sesli gülmesine neden olmasına rağmen) dosyanın bilirkişiye gönderilmesi kararına karşı aynı konuda yazılı açıklamada yapmış olmam hatta kararı temyiz ederken bu hususu özellikle vurgulamam halinde dahi mahkemenin görüşünü değiştirememiş ve Yargıtay'dan bu konuda karar çıkmamıştır.

Konu için kaç kere açıkoturumlar düzenlenmiş, makaleler yayınlanmışken hala bir nevi yargının özelleştirilmesi niteliğinde gördüğüm olurolmaz konularda bilirkişi incelemesine gidilmesi yarasının kapanacağı günleri özlemle bekliyorum.

Her konuda bilirkişiye gitmek konusu ciddi bir zaman, para ve yargının itibar kaybına sebeptir. Bir çok başlık altında tartışılan meslek içi tartışmalarda göz önüne alındığında bazı hakim ve savcıların dosyayı okumamak için avukatları bilirkişi olarak atamaları ama diğer yandan mesleki ast üst gibi havalarda olunmasını bu bağlamda ironik olarak karşılıyorum. Hatta bu konuda daha önce hakimlik yapmış ve emekli olduktan sonra avukatlık mesleğini icra eden meslektaşlarımızın kürsünün o tarafı ve bu tarafı hakkındaki yorumlarını özellikle dinlemenizi rica ederim.