Mesajı Okuyun
Old 16-10-2008, 15:14   #4
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

Sayın Ersin KUŞ'un belirttiği üzere:

Diğer alacaklar kavramı, SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNCA 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNA GÖRE KULLANILACAK YETKİLERE İLİŞKİN YÖNETMELİK madde 4/d hükmünde,

Diğer alacaklar: Sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri ile işsizlik sigortası primleri hariç olmak üzere, 5502 sayılı Kanunun 37 nci maddesinde yer alan ve süresi içinde ödenmemesi nedeniyle Kurum alacağına dönüşen alacaklar ile kendi özel kanunlarında Kuruma takip ve tahsil yetkisi verilen alacakları,

şeklinde tanımlanmıştır.

Bu noktalarda bir şüphe yok.

Ancak olaydan anladığımıza göre şirket hakkındaki takip işlemleri zaten amme alacağı olarak başlamış. Kaldı ki 5510 sayılı SSGSK'nin 21. maddesi : İş kazası sonucu kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir, hükmünü taşımaktadır. Öyle ise burada özel hukuk anlamında bir rücu alacağı değil kuruma yüklenmiş bir kanuni tahsil görevi söz konusudur. Bu nedenle AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN hükümlerinin uygulanması zorunlu olacaktır.
Bu nedenle de AATUHK kapsamında tahsilat işlemleri sırasında alacağın şirketten tahsili mümkün olmadığında yine AATUHK'nin 35. Maddesi uyarınca: Limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.
Saygılarımla.