Mesajı Okuyun
Old 09-10-2008, 14:38   #6
Av.Mehmet Uçum

 
Varsayılan Mehmet UÇumdan Yanit

Sayın Ergül,
yargıtay uygulmasına göre kesintili çalışmların kıdem tazminatı hesabına esas alıncak süre bakımından birleşitirilebilmesi için önceki fesihlerin kıdem tazminatı gerektirecek şekilde sona ermiş olması ancak çalışana kıdem tazminatı ödenmemiş bulunması şartları aranmaktadır. Ayrıca ara verilen süre bakımından da 10 yıllık zamanaşımının geçmemiş olması gerekir. (aşağıya bir yargıtay kararı ekledim)

emeklilik nedeniyle işten ayrılma iradesi bir hukuki hadise olduğu için tanık beyanıyla kanıtlanabilir. zaten kişiye işten ayrıldıktan makul süre sonra emekli maaşı bağlanmışsa bu kişi lehine yorumlanır.

iyi çalışmalar
mehmet uçum



__________________________________________________ ____________________________
o İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ş <4857/m.18,21,34,72>
o ÜCRET ALACAĞI ş <1475/m.14>
o İŞÇİLİK ALACAKLARI ş ___________
o İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ ş

o İŞVEREN TARAFINDAN HİZMET AKTİ FESHEDİLEN DAVACIYA İHBAR VE KIDEM
TAZMİNATI ÖDENMİŞ OLUP, FESİHTEN BİR SÜRE SONRA DAVACI YENİ BİR
HİZMET AKTİ İLE TEKRAR ÇALIŞMAYA BAŞLAMIŞTIR. BU AKTİN FESHEDİLMESİ
NEDENİYLE DE DAVACIYA AYRICA İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ÖDENMİŞ
OLDUĞU ANLAŞILMAKLA; ÖNCEKİ VE SONRAKİ İKİ FARKLI HİZMET SÜRESİ
BİRLEŞTİRİLEREK SON ÜCRET ÜZERİNDEN İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI FARK
ALACAĞININ HÜKÜM ALTINA ALINMASI DOĞRU DEĞİLDİR ş

[YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ]
__________________
E. 2004/31287
K. 2005/20742
T. 13.06.2005
__________________________________________________ ____________________________

DAVA: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, ücret ve ikramiye fark
alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR: Davacı, 29.02.2000 tarihinden önceki çalışmalarıyla ilgili olarak
kendisine ihbar ve kıdem tazminatının ödendiğini 20.04.2000 tarihinde yeniden
çalışmaya başladığı şekilde işlem yapıldığını 23.01.2003 tarihinde aktin feshi
sırasında 20.04.2000 tarihinden sonraki çalışmalarıyla ilgili ihbar ve kıdem
tazminatının ödendiğini 29.02.2000 tarihinde ödenen ihbar kıdem tazminatının
avans olarak kabul edilerek tüm çalışma suresine göre son ücret üzerinden
ihbar ve kıdem tazminatının hesaplanarak fark ihbar kıdem tazminatının ve
sözleşme farkından doğan fark ücret alacağını istemiştir.

Davalı çalışmanın aralıklı olduğunu her iki çalışma suresi için ayrı ayrı
kıdem, ihbar tazminatının ödendiğini iki ayrı hizmet sözleşmesi bulunduğu
davanın yersiz olduğunu reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece 29.02.2000 tarihinde aktin kötüniyetle feshedildiği kabul
edilerek ve hizmet dönemi birleştirilerek davacının istekleri hüküm altına
alınmıştır.

29.02.2000 tarihinde davacının hizmet akti feshedilerek ihbar kıdem
tazminatı ödenmiştir. İki aya yakın süre geçtikten sonra davacının yeni bir
hizmet akti ile davalıya ait aynı işyerinde davacının çalışmaya başladığı bu
çalışma süresi sonunda 23.01.2002 tarihinde aktin feshedilerek ihbar kıdem
tazminatının ödendiği anlaşılmaktadır. Bu iki farklı hizmet süresinin
birleştirilerek son ücret üzerinden ihbar ve kıdem tazminatı hesaplanıp fark
ve kıdem tazminatının hüküm altına alınması Yasanın düzenlemesine ve
dairemizin uygulamalarına uygun düşmemektedir. 29.02.2000 tarihindeki feshin
kötüniyetli olduğunu saptaması halinde davacı önce kötüniyet tazminatı talep
edebilir. Açıklanan bu nedenlerle davacının fark kıdem tazminatı ve iki
sözleşme arasındaki fark ücret alacağı isteklerinin reddi gerekirken yazılı
şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,
13.06.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.