Mesajı Okuyun
Old 27-09-2008, 09:58   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Genel görüş idari iznin süreleri uzatmayacağı şeklinde olmasına karşın,
süreleri kaçıran olursa bir teselli...

T.C.

DANIŞTAY

11. DAİRE

E. 1998/1621

K. 1999/3597

T. 13.10.1999

• DAVA AÇMA SÜRESİ ( Son Günün İdari İzin Gününe Denk Gelmesi-23 Nisan )

• DAVA AÇMA SÜRESİNİN SON GÜNÜNÜN İDARİ İZİN GÜNÜNE DENK GELMESİ ( Sürenin Takip Eden Çalışma Gününe Uzaması )

2577/m.7

ÖZET :Dava açma süresinin son gününün, kamu görevlilerinin idari izinli oldukları güne rastlaması halinde süre idari izin süresinin bitimini izleyen ilk çalışma gününe uzar.
İstemin Özeti : Yükümlü şirketin 1991 yılına ait defter ve belgelerini inceleme elemanına ibraz etmemesi nedeniyle takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden Ocak-Mayıs dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. İstanbul 5. Vergi Mahkemesi 19.11.1997 gün ve E:1997/512, K:1997/1440 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, aynı maddenin 2/b fıkrasında da, vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda bu sürelerin; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğ tarihini izleyen günden başlayacağının hükme bağlandığı, aynı kanunun 6/1. maddesinde, vergi mahkemesi başkanlıklarına veya 4. maddede yazılı yerlere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri alındıktan sonra deftere derhal kayıtlan yapılarak kayıt tarih ve sayısının dilekçenin üzerine yazılacağı ve davanın bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılacağının belirtildiği, 15. maddenin 1/b bendinde ise, 14/3. maddesinde yazılı süre hususunda kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hükmünün yer aldığı, olayda cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamenin 19.3.1997 tarihinde yükümlü şirket çalışanına tebliğ edildiği halde davanın 24.4.1997 tarihinde açıldığı, resmi tatil günleri ile Kurban Bayramı tatili de dikkate alındığında davanın en son 22.4.1997 tarihinde açılması gerektiği, bu tarihte her ne kadar kamu görevlileri idari izinli sayılmış ise de kamu hizmetinin yürütüldüğü, bu durumda kamu görevlilerinin idari izinli sayılmaları nedeniyle dava açma süresinin uzamayacağı gerekçesiyle davayı süre aşımı yönünden reddetmiştir. Yükümlü şirket tarafından davanın idari izin süresinin bitimini izleyen ilk çalışma gününde açıldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı Necatı Kocabaş'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi Metin Gürz'ün Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, yükümlü şirket adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisine karşı açılan davayı süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Başbakanlık, Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 2.4.1997 gün ve B.02.0. PPG. 0.12 383-6270 sayılı genelgede, hizmetlerin aksatılmaması ve kurum yöneticilerince gerekli tedbirlerin alınması, zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için asgari seviyede eleman bulundurulması suretiyle kamuda çalışan memur, işçi ve diğer personelin. Kurban Bayramından bir gün sonra, 23.4.1997 Çarşamba gününün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olması nedeniyle 22.4.1997 Salı günü izinli sayılmalarının uygun görüldüğü belirtilmiştir.
Anılan genelgede zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için asgari seviyede eleman bulundurulmasının gerektiği açıklanmakta ise de; verilen idari iznin ne suretle uygulanacağı, hangi birimleri kapsayacağı, kimlerin bu izinden yararlanıp, yararlanamayacağı konusunda bir düzenlemeye yer verilmediğinden bu uygulamanın bir kısım resmi işlemlerin ifasında aksaklıklara yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.
Bu durumda, 19.3.1997 tarihinde yükümlü şirkete tebliğ edilen ihbarnameye karşı dava açma süresinin son gününün idari izin olarak belirtilen 22.4.1997 tarihine rastlaması ve 23.4.1997 tarihinin de resmi tatil olması nedeniyle, izin ve tatil sürelerinin bitimini izleyen 24.4.1997 tarihinde açılan davayı süre aşımı yönünden reddeden vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 19.11.1997 gün ve E:1997/512, K:1997/1440 sayılı kararının bozulmasına 13.10.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.