Mesajı Okuyun
Old 14-09-2008, 00:35   #48
caner87

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bilmem, olabilir mi sizce?
Yanıtı vermeden önce, gerçek mi bilmem ama, aşağıdaki alıntıyı okumanızı isterim.

http://www.itiraf.com/590471/Asksizlik/ adresinden alıntı:

"67 yedi yıl boyunca; ellerini birbirinden hiç ayırmadan, birbirlerinin gözlerine bakarak konuşan anneannemle dedemin beraberlikleri bitti. Çünkü anneannem vefat etti. Kendisine başsağlığı dileyenlere dedemin cevabı "Onsuz sağ başı ne yapayım?" oldu."

Küçükken ailemden önce mi yoksa sonra mı ölmem gerektiği konusunda bana bir şans verilse idi bunu ne yönde kullanacağımı düşünmekle geçerdi günüm.Kardeşlerimle oturur konuşurduk.

Yeni bir eve taşınmıştık, başka bir şehirde idik o sene.Bizimle beraber yaşayan amcamız bizim için bir ilahtı.Bir gün elinde tv anteni çatıya çıktı ve o günden sonra yüzümüzün bir tarafı gülmedi en mutlu anlarımızda bile. 22 yaşında ziraat mühendisliği 2. sınıfta idi, üstelik epey zor şartlarda kazanmıştı.Elimizden tutar kırlara götürürdü bizi, "penceresi cam cama mualim" diye bir türküsü vardı dilinde..Ondan sonra kırlara da gitmedik.Ağıtlar yakılan bir köye gittik, galiba bir ay kaldık.Üstelik babam kendini sorumlu hissetmiyor değildi.Evi o bulmuştu, taşınırken anteni o ayırmıştı kırk parçaya ve dedem "bu anteni atın " dediğinde herkesin kulaklarında belki bizim gülüşme seslerimiz vardı.
Yüksek gerilim hattının hemen oracıktan geçmesi ise apayrı bir sorundu ve o hüzünle kimse onu sorgulayamadı, bizim melek amcamız yanarak yok olmuştu,üzerindeki elbiseler bile ufacık kalmıştı, yanmıştı.
Annem diyordu ki şimdiki aklım olsa yaşları 3,5 ve 6 olan o üç çocuğa ölümün bizdeki yıkımını hissettirmezdim, ama hissettirdiler çünkü ölüm onlar için kıyametti.Ölüme anlam yüklemişlerdi.Ölüme yükledikleri anlam yaşamı kalitesizleştirmişti. Ölümü çok önemsemişlerdi.Giden kişi anıları da alıp gitmişti.

67 yaşındaki dede kendisine baş sağlığı dileyenlere onsuz bir sağ başın ne önemi olduğunu söylüyordu.

Yukarıdaki cümlede özne yüklemden uzaklarda olsa da vurgu yapılan 67 yaş idi.
Okuduğumuzda bize dokunaklı gelen de çiftin arasındaki romantizm değil, yaşanmışlıkları idi.
O nedenle bazen koca bir servet ,67 yıldan daha az yıkıcı olabiliyor.Koca bir servet bırakıp, anılarını bırakmayan geride kalanı çok iyi teselli edebiliyor. onu üzmüyor.
Ama 67 yılı tercih ederim.