Mesajı Okuyun
Old 13-09-2008, 10:59   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 1997/2-156
Karar: 1997/388
Karar Tarihi: 02.05.1997

ÖZET: Birleştirilen davalardan biri hakkında yerine getirilmesi eksik kalan bir usul işlemi varsa, o işlemi birleştirmeden sonra tamamlayıp sonra müşterek işlemlere geçmek zorunludur. Aksi halde, davalardan birinde tarafların haklarına etkili usul eksikliği yapılmış olur. Ayrıca kat’i müddet içinde yapılması lazım olan muamele yapılmaz ise o hak sakıt olur. Görüldüğü gibi sakıt olan hak ancak ve ancak hakimin veya kanunun tayin ettiği kat’i mehlin kapsadığı konuya münhasırdır. Davalı-davacı M. vekiline verilen kat’i mehil, yalnızca (F) nin açtığı davaya münhasırdır. Bu dava ile diğer dava daha sonra birleştirilmiştir. Şu halde (M) vekilinin şahit listesini 1995/684 esasında kayıtlı davaya ilişkin kabul etmek zorunludur.

(1086 S. K. m. 45, 159, 180, 200, 274)

Dava: Taraflar arasındaki <boşanma> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 7.3.1996 gün ve 1995/541 E - 1996/150 K. sayılı kararın incelenmesi davalı ve karşı davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 1.7.1996 gün ve 6688-7455 sayılı ilamı; <... Birleştirilen davaya ilişkin dosyada 6.7.1995 günlü oturumda davalıya davacının delillerinin tebliğinden itibaren başlamak üzere süre verilmiş ancak bu konudaki ara kararı tebliğ edilmemiş bulunmakla davalının 12.9.1995 günlü delil listesinde bildirdiği delillerinin toplanıp birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik tahkikatla hüküm kurulması doğru görülmemiştir...> gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: F.’nin açtığı dava ile M.’nin açtığı dava 12.9.1995 tarihinde birleştirilmiş inceleme ve duruşma F.’nin açtığı dava üzerinden yürütülmüştür.

Birleştirilen davalar birbirinden bağımsızdır. Her ne kadar birleştirmeden sonra her iki davanın birlikte incelenmesi ve aynı karar içinde her bir istek hakkında karar oluşturulması gerekli ise de davalardan biri hakkında yapılan usul işlemlerini diğerine teşmil etmek mümkün değildir. Daha başka bir ifade ile birleştirilen davalardan biri hakkında yerine getirilmesi eksik kalan bir usul işlemi varsa, o işlemi birleştirmeden sonra tamamlayıp sonra müşterek işlemlere geçmek zorunludur. Aksi halde, davalardan birinde tarafların haklarına etkili usul eksikliği yapılmış olur.

<Dava dilekçesinde sözü edilen ve davacının elinde bulunan belgelerin ... verilmesi ve başka yerden getirtilecek belge ve dosyalar için ... açıklamanın dilekçede yapılması ve gerekli posta giderlerinin ... verilmesi zorunludur.

... Fıkra hükmünün yerine getirilmemesi veya eksik getirilmesi halinde, hakim ilk oturumda istenen hususların on günlük kesin süre içinde yerine getirilmesini veya eksikliğin tamamlanmasını davacı tarafa bildirir> (HUMK. 180) <Şahit ikame edecek kimse evvel emirde bunların isim ... evsafı sairelerini muhtevi listeyi mahkemeye takdim eder. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler şahit olarak istisma olunamaz ve ikinci bir liste verilemez.> (HUMK. 274) <Müddetleri kanun veya Hakim tayin eder> (HUMK. 159) HUMK. 163. maddesi uyarınca hakim temin ettiği müddetin kat’i olduğuna da karar verebilir.

Kat’i müddet içinde yapılması lazım olan muamele yapılmaz ise o hak sakıt olur.

Görüldüğü gibi sakıt olan hak ancak ve ancak hakimin veya kanunun tayin ettiği kat’i mehlin kapsadığı konuya münhasırdır. Davalı-davacı M. vekiline 6.07.1995 günü verilen kat’i mehil, yalnızca 1995/541 Esasında kayıtlı F.’nin açtığı davaya münhasırdır. Bu dava ile 1995/684 esasında kayıtlı dava daha sonra, 12.9.1995 günü birleştirilmiştir. Şu halde M. vekilinin 12.9.1995 günlü şahit listesini 1995/684 esasında kayıtlı davaya ilişkin kabul etmek zorunludur. Bu dava yönünde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun 200/2. maddesi göndermesi ile aynı kanunun 180 ve 274. maddesi çerçevesinde F. vekilinden de delilleri sorulup, her iki tarafın delilleri toplandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken, M. vekilinin gösterdiği şahitler dinlenmeden eksik tahkikatla hüküm kurulması doğru olmadığından mahkemenin direnme kararının bu sebeplerle bozulması gerekli olmuştur.

Sonuç: Davalı ve karşı davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA oybirliği ile karar verildi.
(¤¤)