Mesajı Okuyun
Old 09-09-2008, 20:29   #7
çiçero fadi

 
Varsayılan

(2004 S. K. m. 96,97)
Dava: Taraflar arasındaki <İstihkak> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 27.9.2005 gün ve 2004/560 E. 2004/266 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 18.4.2006 gün ve 2005/11932 E. 2006/3994 K. sayılı ilamı ile,
(...Uyuşmazlık İİK'ın 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu 02.12.2004 tarihli haciz Karlıdağ Caddesi Cevizli Sokak No: 4 adresinde gerçekleşmiştir. Haciz adresine ilişkin vergi kaydı ve kira sözleşmesi de davacı 3. kişi adınadır. Borçlunun takip dayanağı bono ve takip adresi ise Cevizli Sokak No: 4/B adresidir. Borçlu kendisine ait makinelerin No: 4 adresinde bulunduğunu mal beyanı dilekçesinde bildirmesi üzerine haciz adresine gidilmiştir.
Davacı 3. kişi dava dilekçesinde haciz adresinin müstakilen kendisine ait işyeri olduğunu, bitişiğinde bulunan No: 4/B adresinde ise borçlunun bir dönem faaliyette bulunarak daha sonra bu adresi terk ettiğini ileri sürerek, haciz zaptındaki dava konusu makinelerin borçluya ait olduğu yukarıdaki ikrar niteliğindeki beyanın gerçeğe aykırı olarak yazıldığını iddia etmektedir. Tutanak davacı tarafından imzalanmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; haciz tutanağını düzenleyen icra memuru ile hacizde hazır bulunan kişilerin
tanık sıfatıyla çağrılarak bu konudaki bilgilerine başvurmak ve davacı ile borçlunun babası olan tanık Recep her ikisi arasındaki adi ortaklığın sona erdiği ve ortaklık mallarının paylaşılarak dava konusu makinelerin davacıya kaldığını bildirmesine karşın haczin davacı elinde gerçekleşmesi nedeniyle mülkiyet karinesi davacı yararına olduğu da göz onunda tutularak, borçlunun mal beyanı dilekçesinde halen davacıya ait dükkanda malın bulunduğu yolundaki iddiasının dayanağı üzerinde durularak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacı 3. kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararma uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 09.05.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)