Mesajı Okuyun
Old 02-09-2008, 09:39   #2
tolga doğan

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3243

K. 2003/9674

T. 21.10.2003

• RÜCUAN TAZMİNAT TALEBİ ( Haksız Fiilden Doğan Borçtan Dolayı Davacının Yaptığı Ödemeler İçin - Faiz Talebi Hakkında da Hüküm Kurulması Gereği )

• FAİZ BAŞLANGICI ( Haksız Fiilden Doğan Borçtan Dolayı Yapılan Ödeme İçin Rücuan Tazminat Talebi )

• HAKSIZ FİİLDEN DOĞAN BORCU ÖDEYEN SORUMLUNUN DİĞER SORUMLULARA RÜCUU ( Faiz Talebi Hakkında Hüküm Kurulması Gereği )

• KESİNLEŞEN MAHKEME KARARINA DAYANARAK YAPILAN ÖDEME ( Rücu Davasında Temerrüt Tarihinin ve Faiz Başlangıcının Tesbiti )

• TEMERRÜT TARİHİNİN TESBİTİ ( Kesinleşen Mahkeme Kararına Dayanarak Yapılan Ödeme Nedeniyle Rücu Talebinde )

818/m.104/son

ÖZET : Dava, haksız fiilden doğan borç nedeniyle davacı tarafça dava dışı şahıslara yapılan ödemelerden davalının kusur oranına isabet eden kısmının rücuan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 439.326.219 TL asıl alacağın faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmişse de, davacı tarafın "işlemiş faiz" istemine dair gerekçede bir açıklamaya yer verilmemiş, hüküm fıkrasında da "davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine" denilmekle yetinilmiştir. Oysa ki, davacı tarafın yaptığı ödemeler kesinleşen mahkeme kararına dayandığı gibi, haksız eylemden doğan bir borcun ifasına da ilişkin olduğundan davalının ayrıca bir ihtarla temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Davalı, ödeme tarihinden itibaren faizle sorumludur. Buna göre, davacının ödeme tarihleri ve miktarları gözönüne alınarak, işlemiş faizin hesaplanarak, faize faiz yürütülmeyecek şekilde ( B.K.104/sona uygun olarak ) hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 27.12.2002 tarih ve 2001/539 - 2002/723 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, Bedriye P. vs. tarafından müvekkilleri ve Türk T... A.Ş.aleyhine Ankara 6.İş Mahkemesinde açılan tazminat davasında verilerek kesinleşen karar uyarınca davacılara ödemeler yapıldığını ileri sürerek Türk Telekom'un % 15 kusuruna isabet eden 663.942.179 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline rücu edilmek istenen miktarın çok yüksek olduğunu, kusur oranının % 1 oranında kusurlu olan Yusuf A. ile birlikte toplam %15 olduğunu, davacıların tazminatı ödediklerine dair belgelerin dosyada bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 439.326.219 TL maddi giderinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı T... A.Ş. vekilinin tüm,davacılar vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, haksız fiilden doğan borç nedeniyle davacı tarafça dava dışı şahıslara yapılan ödemelerden davalının kusur oranına isabet eden kısmının rücuan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 439.326.219 TL asıl alacağın faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmişse de, davacı tarafın "işlemiş faiz" istemine dair gerekçede bir açıklamaya yer verilmemiş, hüküm fıkrasında da " davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine" denilmekle yetinilmiştir. Oysa ki, davacı tarafın yaptığı ödemeler kesinleşen mahkeme kararına dayandığı gibi, haksız eylemden doğan bir borcun ifasına da ilişkin olduğundan davalının ayrıca bir ihtarla temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. Davalı, ödeme tarihinden itibaren faizle sorumludur. Buna göre, davacının ödeme tarihleri ve miktarları gözönüne alınarak, işlemiş faizin hesaplanarak, faize faiz yürütülmeyecek şekilde ( B.K.104/sona uygun olarak ) hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Telekom vekilinin tüm, davacılar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı taraflar yararına BOZULMASINA,temyiz harcı peşin alındığından davalıdan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine