Mesajı Okuyun
Old 16-08-2008, 23:25   #2324
Ekin EKŞİ YILMAZER

 
Varsayılan Bir gün ve anılar

sanıyorum 2005 yazı ağustos ortalarında idi. Daha staj bitirme belgemi almamıştım ve çalıştığım büroya yaşlı bir teyze danışmak için gelmişti. Karşılığında para almayı hiç düşünmemiştim. O teyze yardımlarımdan dolayı memnuniyetini hediye vermek suretiyle giderdi. Yaptığım şey şu idi: danışmamı yazılı olarak verdim eline ve sonuna da "her hakkı saklıdır. İzin alınmadan kullanılamaz, çoğaltılamaz yazmaktı". Bunu yazmamdaki gaye şu idi: Ben henüz bir stajyerdim ve meslek kurallarını çiğneyerek yanlış bir bilgilendirme yapmak istemiyordum.(açıkçası bu yardımımın diğer avukatların kulağına gidip bana düşmanlık beslemelerini istememiştim). Ancak aslında sadece danışmamın tek başına fikri bir eser olduğunu danışma ile birlikte bunun dava dilekçesi olarak kullanılmasının ise, fikir eseri ile birlikte sanat eseri olduğunu düşünüyorum. Ancak tek düşüncem bu da değil. Biz avukatların veya hakimlerin yaptığı işin üniversite profösörlerinden ne farkı var. Bizler de uzmanlaşıyoruz. Hatta çoğu hakimin yazdığı kitap profösörlerinkinden daha kaliteli. aradaki farkı ii düşünmek gerekiyor. ben aradaki farkın kesin sınırlar çizmeye çalışılmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Oysa ki, bir avukat hakim de üniversitede hocalık yapabilir.