Mesajı Okuyun
Old 18-07-2008, 20:46   #4
Av. Salim

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/7351
K. 2001/8990
T. 9.10.2001
• TAŞINMAZ MAL SATIŞI ( Mülkiyetin Nakli Yönünden Geçersiz Olması Nedeniyle Geçersiz Sözleşmelerde Herkes Aldıklarını İade İle Mükellef Olduğu )
• İADE MÜKELLEFİYETİ ( Taşınmazın Tapu Ferağı Davalı Tarafından Verilmediğine Göre Satış Bedelinin Davacı Olan Alıcıya İadesi Gereği - Ödediği Satış Bedeli Kendisine Ödenmeyen Davacı Taşınmaz Üzerinde Bedeli Ödeninceye Kadar Hapis Hakkına Sahip Olduğu )
• HAPİS HAKKI ( Taşınmazın Tapu Ferağı Davalı Tarafından Verilmediğine Göre Satış Bedelinin Davacı Olan Alıcıya İadesi Gereği - Ödediği Satış Bedeli Kendisine Ödenmeyen Davacı Taşınmaz Üzerinde Bedeli Ödeninceye Kadar Hapis Hakkına Sahip Olduğu )
• ECRİMİSİL TALEBİ ( Ödediği Satış Bedeli Kendisine Ödenmeyen Davacı Taşınmaz Üzerinde Bedeli Ödeninceye Kadar Hapis Hakkına Sahip Olduğu )
818/m.213
4721/m.634
2644/m.26
ÖZET : Taraflar arasında düzenlenen taşınmaz mal satışına ilişkin satış sözleşmesi BK. 213 MK. 634 ve Tapu Kanunun 26. maddeleri gereğince mülkiyetin nakli yönünden geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldıklarını iade ile mükelleftir.

Dava konusu taşınmazın tapu ferağı davalı tarafından verilmediğine göre satış bedelinin davacı olan alıcıya iadesi gerekir. Ödediği satış bedeli kendisine ödenmeyen davacı taşınmaz üzerinde bedeli ödeninceye kadar hapis hakkına sahiptir. Davalı karşı davasında davacıdan haksız işgalden dolayı ecrimisil istediğine göre davacının zilyetliğinin varlığının kabulü zorunlu hale gelir. Açıklanan nedenlerle işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken olayda uygulama olanağı olmayan MK. 66. maddesine göre davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmasız davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Hüseyin Özer ile davalı vekili avukat turan Aydoğan'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalıdan 32 parsel sayılı taşınmazdaki villayı harici sözleşme ile satın alıp binaya 121.425.000 TL. bedelli kalıcı eser yapıp tefrişi için 37.164. DM harcadığını, satış bedeli için 400.000 DM ödediğini, ancak 1998 yıllında taşınmaza davalı tarafından el konulduğunu ileri sürerek satış bedeli olarak ödediği 400.000 DM ile 100.000 DM cezai şartın tefriş masrafı olan 37.164 DM ile kalıcı eser masrafı olan 121.425.000 TL.nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, zamanaşımı itirazında bulunmuş, karşı dava ile de taşınmazı kullanamadığı sürece kira gelirinden mahrum kaldığını ileri sürerek 200.000 DM.nin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece davacının, davasının zamanaşımı süresinin geçtiğinden bahisle, karşı davanın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacının temyiz itirazlarına gelince;

Taraflar arasında düzenlenen taşınmaz mal satışına ilişkin satış sözleşmesi BK. 213 MK. 634 ve Tapu Kanunun 26. maddeleri gereğince mülkiyetin nakli yönünden geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde herkes aldıklarını iade ile mükelleftir. Dava konusu taşınmazın tapu ferağı davalı tarafından verilmediğine göre satış bedelinin davacı olan alıcıya iadesi gerekir. Davalının buradaki bedelin iadesine ilişkin yükümlülüğü taahhütten doğan borçların haklı bir sebep olmaksızın mal iktisabından kaynaklanan borçlular olarak nitelendirilmeleri olanak dışı olduğundan olayda BK.nun 66. maddesinde yazılı zaman aşımı süresi uygulanamaz, anılan kanunun 125. maddesi gereğince; kanunda başka süretle bir hüküm mevcut olmayan her dava 10 senelik zaman aşımına tabi tutulduğundan bu gibi davalarda 10 senelik genel zaman aşımı hükümlerinin uygulanması gerekir. ( 7.6.1939 tarih 1936/31 esas 1939/47 karar sayılı İBK. ) haricen yapılan taşınmaz mal satışlarından dönüldüğünde satış bedelini geri vermeyen taraf taşınmazın kendisine verilmesi için karşı tarafın zorlayamaz. ( 7.10.1940 tarih 1939/2 esas 1940 ) Tevhidi İçtihat Kararı ) Yukarıda açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları ve tarafların ileri sürdükleri iddia ve savunmalar karşısında taşınmazın davacıya devredildiği ve davacının zilyetliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Ödediği satış bedeli kendisine ödenmeyen davacı taşınmaz üzerinde bedeli ödeninceye kadar hapis hakkına sahiptir. Davalı karşı davasında davacıdan haksız işgalden dolayı ecrimisil istediğine göre davacının zilyetliğinin varlığının kabulü zorunlu hale gelir. Açıklanan nedenlerle işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken olayda uygulama olanağı olmayan MK. 66. maddesine göre davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda 1.bentte gereğince davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün temyiz eden davacı yararın BOZULMASINA, 65.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx