Mesajı Okuyun
Old 26-06-2008, 22:00   #5
mustafaaladag

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 1975/2313

K. 1975/3366

T. 2.7.1975

• DEFİN MASRAFLARI ( Ölümle Doğrudan Doğruya İlgili Olan ve Ölenin Dini İle Sosyal ve Ekonomik Durumuna Uygun Olan Giderler Olması )

• DESTEKTEN YOKSUN KALMA ÖDENCESİ ( Ölenin Davacının Çocuğuna Bakması Yoluyla Yaptığı Hizmet Edimlerinin Destek Sayılması )

• ÖLENİN AİLESİ ( Ölenin Ailesi Sayılması İçin Ölen İle Eylemli Aile ve Sevgi Bağının Gerekmesi )

• DUYGUSAL YAKINLIK ( Ölenin Ailesi Sözünden Anlaşılması Gerekenin Bu Olması )

818/m.45, 47

ÖZET :1 - a ) Defin masrafları, ölümle doğrudan doğruya ilgili olan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun bulunan giderlerdir. Bu giderler gerçekten yapılmalı ve yerel göreneklere de uygun düşmelidir.
b ) Ölenin, davacının çocuğuna bakması yoluyla yaptığı hizmet edimleri destek sayılmasını gerektirir.
2 - "Ölenin ailesi" sözünün, ölenin yakınları diye yorumlanması için, ölen ile eylemli aile ve sevgi bağlarının varlığı gerektirir. Burada önemli olan, aile hukuku çevresinde yakınlık değil duygusal yakınlıktır.
DAVA :
Taraflar arasındaki davanın İstanbul Asliye 8. Hukuk Mahkemesinde yapılan duruşması sonunda verilen 22/01/1975 gün 803/12 sayılı kararın davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine tüm dava dosyası okunup görüşüldükten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : 1 - Yapılan soruşturmaya, toplanan kanıtlara, dosyadaki yazılara, kusur ve oranın bilirkişi kurulunca saptanmasına, davacılar kapsamını belirlemede bir yanılma olmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan öbür temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Dava dilekçesinde 20.000 lira maddi tazminat istenmiş ve "hadise sebebi ile müvekkillerinin bir çok masraf vs. ihtiyar etmişlerdir" diye açıklamaya yer verilmiştir. 04/03/1971 günlü dilekçede ise S. Alevcan’ın Y. Alevcan’a destek olduğundan söz edilmiş, ayrıca davacıların paylarına düşen tutar belirtilerek maddi tazminatın bölüştürülme biçimi gösterilmiştir. Ne var ki, davalılar vekilinin karşı koyması olmamıştır. Yerel mahkemece kusur bilirkişilerine maddi tazminatın hesabı da yaptırılmış, kusur oranı ve sigortadan para alınması nedeniyle indirimden sonra 1241 liranın davalılara ödetilmesine karar verilmiş, gelgelelim, bu maddi tazminatın davacılar bölüştürülmesi ise yapılmamıştır.
a ) Davacıların istedikleri maddi tazminatın çoğunun, BK. md. 45/1’in kapsamında ele alınması gerektiği saptanmıştır. Bu yasa hükmüne göre ödetilmesi söz konusu olan "defin masrafları" ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibarettir ki, ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti, mezartaşı, ilan giderleri sadakalar ve din adamlarına verilen paralar ile otopsi için yapılan giderleri kapsar. Şu var ki, bu giderler gerçekten yapılmalı ve yerel göreneklere ( mahalli adetlere ) de uygun düşmelidir. mahkeme kararının dayandığı bilirkişi raporunu düzenleyenlerin işi ve niteliklerinin, BK. md. 45/I uyarınca "defin masraflarını" belirlemede yeterli olmaması bir yana, bazı giderlerin belgelenmediği de görülmüş ve öte yandan bazı belgelerde ise ödeme yapanların dava dışında kalan kişiler bulunduğu anlaşılmıştır. Öyleyse, yeniden uzman bilirkişi seçilip inceleme yaptırılarak, BK. md. 45/I’e göre davacıların ödedikleri "defin masraflarının" kapsamı belirlendikten sonra ve kazanılmış usuli haklar da gözetilerek saptanacak uygun sonuç çevresinde karar verilmesi gerekir ki, yeterli olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda ödetme yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırı düşmüştür.
b ) Davacılardan Y.E. Alevcan yönünden, annesi S. Alevcan’ın, çocuğuna baktığı, ölmesi üzerine hizmetçi tutulması zorunluluğu doğduğu ileri sürülmüş bilirkişi kurulu da ayda 500 liradan 6.000 lirayı maddi tazminat olarak belirlemiştir. Oysa, yukarıda açıklandığı gibi, bu bilirkişilerin nitelikleri yeterli değildir. Gerçekten davacı Y. Emine’nin bu iddiası yönünden BK. md. 45/II ile öngörülen destekten yoksunluk tazminatı söz konusu olabilir. Öyle ki, S. Alevcan’ın çocuğa bakması yoluyla yaptığı hizmet edimleri, destek sayılmasını gerektirebilir. Ölümle, davacı Y. Emine, desteğinin bu hizmet edimlerinden yoksun kaldığına göre, uzman bilirkişi seçilip bunun karşılığı olan paranın saptanmasından sonra, iddia ile bağlı kalınarak ve kazanılmış usuli haklarda gözetilerek varılacak uygun sonuç çevresinde karar verilmesi gerekir ki, yeterli olmayan bilirkişi raporu uyarınca ödetme yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
3 - Yerel mahkemece, davacılar yararına teyzeleri olduğu iddia edilen M. Erez yönünden de onar bir lira manevi tazminat takdir edilmiştir. Gerçekten BK. m. 47’e göre, "ölenin ailesi" de manevi tazminat isteyebilir. Bu yasa hükmündeki "ailesi" sözünün, ölenin yakınları diye yorumlanması için, ölen ile eylemli aile ve sevi bağlarının varlığı gereklidir. Burada önemli olan, aile hukuku çevresinde yakınlık değil, duygusal yakınlıktır. İşte, M. Erez’in ölümü nedeniyle davacılar yararına manevi tazminat takdir edilirken bu esaslar gözönünde tutulmalı ve kapsamı böylece belirlenmelidir. Oysa, yerel mahkemece, M. Erez’in ölümü yüzünden onar bir lira manevi tazminat takdir edilirken, bütün bu yönlerin araştırılmadığı ve gözönünde tutulmadığı anlaşılmıştır. Üstelik, davacılara ölen anneleri yüzünden onar bin lira manevi tazminat takdirindeki ölçülerin M. Erez’in ölümü olayına da uygulanmak yoluyla manevi tazminat takdirindeki haklı dayanaklar, karar yerinde gösterilmiş değildir. Öyleyse yerel mahkemece bütün bu açıklamaların ışığı altında gerekli inceleme yapılmak ve varılacak sonuca göre uygun tutarda manevi tazminata karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, öbür temyiz itirazlarının reddiyle hükmün 2 ve 3 numaralı bentler uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA, istek olursa temyiz peşin harcının davalılara iadesine, murafaa için takdir edilen 1.000 lira avukatlık ücretinin davacılardan alınıp davalılara ödenmesine, 02/07/1975 gününde oybirliği ile karar verildi.