Mesajı Okuyun
Old 24-06-2008, 14:19   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

İlginç bir konu:

Yargıtay eski tarihli bir kararında borcun hükümle sabit olsa dahi(yani hükümle zamanşımı kesilip 10 yıllık süreye tabi olsa) hala BK.m.136 uyarınca, zamanşımın kesilebileceğinden bahsetmektedir.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 1958/11294
K. 1959/2890
T. 31.3.1959
• KESİNLEŞMİŞ KARAR VE ZAMANAŞIMI
818/m.136
ÖZET : İlam, birçok defa tebliğe gönderilmiş ve bu arada hazine vekininin 23.10.1956 günlü dilekçesi ile davalının yeni bir adresi bildirilerek ilamın oraya tebliği istenilmiş olduğundan bu istekle zamanaşımı Borçlar Kanununun 136. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kesilmiş ve o tarihten bu güne kadar da ancak 3 yıl geçmiştir. Gerçekten Borçlar Kanununun 136. maddesinin 1. fıkrası hükmü ile zamanaşımının bir dava veya def'i ile kesilmiş olduğu hallerde dava devam ettiği müddetçe tarafların mukaveleye ait herbir muamelesinde veyahut hakimin her emrinden veya hükmünden itibaren müddetin yeniden işlemeye başlayacağı kabul edilmiştir. Dava, karara bağlandıktan sonra da karar kesinleşinceye kadar devam ediyor demektir. Çünkü temyiz mahkemesince kararın bozulması imkanı vardır ve bozma ile karar ortadan kalkar ve taraflar Temyiz Mahkemesine karşı da bir takım isteklerde bulunabilirler. şayet dava sona ermiş olsa idi tarafların Temyiz Mahkemesine başvurmalarına imkan kalmazdı. Durumu daha açık şekilde bildirmek gerekirse, bir dava bitmiş olursa da taraflar bakımından dava bitmiş sayılamaz. O halde, Borçlar Kanununun 136. maddesinin 1. fıkrası hükmü henüz kesinleşmiş olmayan kararlardan sonra da tatbik yeri bulur. Esasen zamanaşımı hükümleri bakımından daha mahal mahkemesinin kararı ile davanın bitmiş sayılması kabul edilse Temyiz Mahkemesince kararın onanması veya bozulması gibi usuli muamelelerle zamanaşımının kesinleşmemiş sayılması lazım gelir ki, böyle bir netice kanun koyucunun maksadına uygun sayılamaz. Esasen davanın mahal mahkemesince karar bağlanmış ve fakat temyiz edilmiş ve temyizce henüz incelenmemiş olduğu safhada aynı davanın mahkemeye yeniden açılması halinde ileri sürülecek itirazın muhkem kaziye itirazı olmayıp aynı davanın derdest bulunduğu yollu itiraz olması dahi mahkeme kararının kesinleşmesinden önce davanın bitmiş olmadığını göstermektedir.