Mesajı Okuyun
Old 22-06-2008, 18:35   #1
dsahutoglu

 
Varsayılan Tapu Sİcİlİndekİ Kayda GÜven İlkesİ

Değerli meslektaşlarım izale-i şuyuu davası nedeniyle açık artırmayla satışa çıkarılmış bulunan taşınmazın ihalesine müvekkil en yüksek teklifi vermek suretiyle adına tescilini 1988 tarihinde sağlamış bulunmaktadır. taşınmazda tapu sicilinde müvekkil adına tescil edilmek suretiyle müvekkil o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş bulunmaktadır. Ne var ki 2005 tarihinde hazine vekili tapu sicilinin iptali ve hazine adına tescili davasını açarak müvvekkil adına kayıtlı bulunan taşınmazın hazine adına tescili talep etmektedir. Gerekçesi de ortaklığı giderilen taşınmazın kayıt malikinin 1937 tarihinde ölen suriye uyruklu bir şahıs olmasıdır. Ama izale-i şuyuu davası açan kayıt maliğinin tüm mirasçıları Türkiye Cumhuriyeti uyruklularıdır. Çünkü 1062 sayılı kanun uyarınca suriye uyrukluların türkiyedeki taşınmazlarına el konulmuş olup bu taşınmazlar üzerindeki tasarrufları 1939, 1940 ve 1966 tarihli kararnamelerle kısıtlanmıştır. Şimdi müvekkil ihaleye girerken tapu sicilinde bu taşınmazla ilgili tasarrufun kısıtlandığına dair hiçbir şerh düşülmemiştir. Hazine vekili 2005 tarihinde bu davayı açıyor. Bu konuda fikri olan meslektaşlarım düşüncelerini paylaşırlarsa sevinirim. Hazinenin bu iddiasına karşı naısl bir savunmada bulunulmalı. Tapu sicilindeki kayıtlar söz konusu hazine olunca hiçe mi sayılıyor. Hazine 65 yıl sonra böyle bir iddiayı ortaya atıp müvekkilin ihale yoluyla iktisap ettiği mülkiyet hakkı elinden alınabilir mi ?