Mesajı Okuyun
Old 20-06-2008, 17:10   #9
TRINITY

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/12476
Karar: 2004/6299
Karar Tarihi: 03.06.2004

ÖZET: Sigortacının sorumluluğu dışında kalan istisnai haller içerisinde hatır taşıması yer almamaktadır. Bu durum karşısında, yasal düzenleme ve poliçenin ayrılmaz parçası niteliğindeki genel şartlarda hatır taşımasından doğan zararların sigorta güvencesi dışındaki haller arasında gösterilmemesinden dolayı trafik sigortasının, hatır taşıması da dahil, aracın işletilmesine bağlı tehlike sorumluluğu hallerini sigorta örtüsüne aldığı, taşımanın niteliği ve türünün sonuca etkili olmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekir.


(2918 S. K. m. 87)

Dava: Taraflar arasında görülen davada Bursa Asliye 3. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27.12.2002 tarih ve 1999/983-2002/1485 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin, davalıların malik, sürücü ve trafik sigortacısı bulundukları kamyonetin arka kısmında yolculuk yaparken, aracın kaza yapması sonucu öldüğünü, madden ve manen zarara uğradıklarını iddia ederek, her bir müvekkili için 500.000.000.-'ar lira destek, 1.000.000.000.-lira manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, bilahare talebini ıslah ederek, davacı anne için 3.372.000.000.-TL, baba için ise 2.740.000.000.-TL maddi tazminatın hüküm altına alınmasını istemiştir.

Davalılar Ramazan Y. ve Mehmet Y. vekili, kusur oranını kabul etmediklerini, istenilen tazminatın fahiş olduğunu, hatır taşımacılığının söz konusu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalı vekili, kaza yaptığı iddia edilen aracın poliçesine kayıtlarda rastlanılmadığını bildirmiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin davalılar Ramazan Y. ve Mehmet Y. haklarındaki davadan vazgeçtiği, davalı sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumlu olmadığı, hatır taşıması sonucu davacıların murisinin öldüğü, destekten yoksun kalma tazminatının da poliçe kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, trafik kazasından doğan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.

Ancak, davacıların çocukları ve kardeşleri bulunan Müteveffa Gökhan Y.'un hatır için taşındığı hususu özellikle celbedilen ceza dosyası kapsamından anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK. nun 87 nci maddesinde, ölen kişinin hatır için karşılıksız taşınması halinde işletenin ve dolayısıyla trafik sigortacısının sorumluluğunun genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Ancak, yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları'nın 3 üncü maddesinde ise, sigortacının sorumluluğu dışında kalan istisnai haller içerisinde hatır taşıması yer almamaktadır. Bu durum karşısında, yasal düzenleme ve poliçenin ayrılmaz parçası niteliğindeki genel şartlarda hatır taşımasından doğan zararların sigorta güvencesi dışındaki haller arasında gösterilmemesinden dolayı trafik sigortasının, hatır taşıması da dahil, aracın işletilmesine bağlı tehlike sorumluluğu hallerini sigorta örtüsüne aldığı, taşımanın niteliği ve türünün sonuca etkili olmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)



T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 1998/6706
Karar: 1998/9041
Karar Tarihi: 18.11.1998

ÖZET: Mali sorumluluk sigortası, sigortalının kusursuz sorumluluk hallerinden doğan zarardan sorumlu tutulduğuna göre, daha hafif ve kusurlu sorumluluğu gerektiren durumlardan sorumlu tutulması doğal kabul edilmek gerekir. Daha ağırından sorumlu olduğuna göre, daha hafifinden haydi haydi sorumlu tutulmalıdır. Bu bakımdan, yasanın hatır taşıması sonucu doğan zarardan mali sorumluluk sigortasından, sigortacının sorumlu tutulmıyacağı biçimde bir sonucu amaçladığı düşünülmelidir. Nitekim KTK.nun 92. maddesinde, mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan durumlar tek tek ve sayılı olarak belirtilmiştir. Bunlar arasında hatır için taşınmada, sigortacının sorumlu olamıyacağı konusunda bir belirtme bulunmamaktadır. Uygulamada, vardığımız bu sonucun aksini öngören Yargıtay'ın diğer dairelerinin kararları bulunmakta ise de bu kararlarda öngörlen düşünce ve gerekçelere katılamamaktayız. Özellikle mali sorumluluk sigortası genel şartlarının 3/9. maddesi sigortacı ile sigortalı arasında bir bağlayıcılığı bulunursada, bu kuralın sözleşmeye taraf olmayan ve zarar gören üçüncü kişiyi bağlıyacağı düşünülemez.



(2918 S. K. m. 91, 85, 87, 92) (818 S. K. m. 43)

Dava: Halil ve arkadaşları adlarına Avukat Z. L. ile 1- A. İlaç Sanayii A.Ş. adına Avukat B. ve arkadaşları 2- İ. Sigorta A.Ş. adına Avukat G. aralarındaki dava hakkında (Samsun Asliye Üçüncü Hukuk Hakimliği)nden verilen 25.10.1996 tarih ve 1995/359 - 1996/646 sayılı hükmün dairenin 9.10.1997 gün ve 1997 / 3812 - 1997 / 9300 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalılardan İ. Sigorta A.Ş. tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 18 ve Dairenin 15.1.1998 günlü ilke kararının 7. maddeleri gereğince öncelikle yapılan inceleme sonunda tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:

KARAR . Davacılar, trafik kazası sonucu desteklerini kaybettiklerini belirterek uğradıkları zararı, aracın işleteninden ve aracın sigortalı olduğu sigorta şirketinden dayanışmalı olarak istemişlerdir.

Mahkemece, olayda hatır taşımasıda bulunduğu gözetilerek, istem kısmen kabul edilmiştir. Karar davalılarca temyiz edilmiş, ancak itirazlar yerinde görülmeyerek hüküm onanmıştır.

Davalı sigorta şirketinin olayda hatır taşıması bulunduğu, bu nedenle sorumluluklarının söz konusu olamıyacağı gerekçesi ile karar düzeltme isteminde bulunmaları üzerine, yeniden inceleme yapılmış, ancak, itirazları yerinde görülmediğinden reddi yoluna gidilmiştir. Şöyle ki;

Karayolları Trafik Yasasının 91. maddesinde, işletenlerin aynı Yasanın 85. maddesinden kaynaklanan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak için, mali sorumluluk sigortasını yaptırmaları zorunluluğu getirilmiştir. Demekki her işleten, mali sorumluluk sigortasını yaptırmakla yükümlüdür. Aynı Yasanın 85. maddeside, işletenin hukuki sorumluluğunu düzenlemektedir. Diğer bir anlatımla, işleten, başkasına verdiği zarardan 85. maddedeki koşullar uyarınca sorumludur. Yasanın 87. maddesinde ise, zarar görenin, hatır için taşınması durumunda, işletenin sorumluluğunun genel hükümlere tabi olacağı hükme bağlanmıştır.

Yapılan yasal düzenlemelerdeki bu açıklamalar itibariyle mali sorumluluk sigortasının Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesinden kaynaklanan zararlardan sorumlu olacağı, ancak o zararın oluşumuna neden olan olayda, hatır taşıması olduğu takdirde, aynı Yasanın 87. maddesindeki düzenleme itibariyle sorumlu tutulamıyacağı sonucuna varmak doğru değildir. Yasanın 87. Maddesi, salt hatır taşımasını değil, araç sahibi ile işleteni arasındaki ilişkiyi, zarar görenin beraberinde taşıdığı eşyanın zarar görmesinin de genel hükümlere tabi olduğunu hükme bağlamıştır. Burada getirilen ayrıcalık, hatır taşımasında, hakimin ne ölçüde bir indirim yapması, hatır taşımasının hangi hallerde kabul edilmesi gibi Borçlar Kanununda düzenlenen genel ilkelerin uygulanmasının gerektiğidir. Nitekim, Borçlar Kanunu'nda da hatır taşıması ile ilgili bir düzenleme ve deyim yer almamaktadır. Ancak hatır taşımasının bulunduğu durumlarda, BK.nun 43. maddesindeki genel düzenleme itibariyle hakimin tazminat kapsamını belirleyebileceği teoride ve yargı kararları ile kabul edilmiş bulunmaktadır.

Öte yandan, Karayolları Trafik Yasasının 85. maddesi ile, işleten için öngörülen sorumluluk, tehlike sorumluluğudur. Diğer bir anlatımla kusur sorumluluğuna dayanmayan, salt aracın kullanılması sonucu, işleten kusurlu olmasa dahi, meydana gelen zarardan sorumlu olması durumudur.

Görüldüğü üzere, maddede düzenlenen sorumluluk, kusursuz sorumluluktur. Halbuki, genel hükümlerde, trafik kazası sonucu doğacak zararda, tehlike veya kusursuz sorumluluğu gerektiren bir düzenleme yer almamaktadır. Şu durumda, hatır için taşıyan veya taşıtan, işleten ise sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanacaktır. Bu duruma göre, sorumluluğu, KTK.nun 85. maddesindeki tehlike sorumluluğundan ayrılmakta ve böylece işletene daha hafif bir sorumluluk getirilmektedir.Diğer bir anlatımla işleten ancak, kusurlu olduğu, kusuru kanıtlandığı takdirde hatır için taşıdığı kişinin uğradığı zarardan sorumlu olacaktır. Bu halde, mali sorumluluk sigortası, sigortalının kusursuz sorumluluk hallerinden doğan zarardan sorumlu tutulduğuna göre, daha hafif ve kusurlu sorumluluğu gerektiren durumlardan sorumlu tutulması doğal kabul edilmek gerekir. Daha ağırından sorumlu olduğuna göre, daha hafifinden haydi haydi sorumlu tutulmalıdır. Bu bakımdan, yasanın hatır taşıması snucu doğan zarardan mali sorumluluk sigortasından, sigortacının sorumlu tutulmıyacağı biçimde bir sonucu amaçladığı düşünülmelidir. Nitekim KTK.nun 92. maddesinde, mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan durumlar tek tek ve sayılı olarak belirtilmiştir. Bunlar arasında hatır için taşınmada, sigortacının sorumlu olamıyacağı konusunda bir belirtme bulunmamaktadır. Uygulamada, vardığımız bu sonucun aksini öngören Yargıtay'ın diğer dairelerinin kararları bulunmakta ise de bu kararlarda öngörlen düşünce ve gerekçelere katılamamaktayız. Özellikle mali sorumluluk sigortası genel şartlarının 3/9. maddesi sigortacı ile sigortalı arasında bir bağlayıcılığı bulunursada, bu kuralın sözleşmeye taraf olmayan ve zarar gören üçüncü kişiyi bağlıyacağı düşünülemez.

Açıklanan nedenlerden ve yerel mahkemece de belirtilen gerekçelerle davalı sigortanın karar düzeltme istemleri yerinde görülmediğinden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Sonuç: Davalı sigortanın karar düzeltme isteminin reddine ve karar düzeltme isteyen davalılardan İ. Sigorta A.Ş.'den alınması gereken 1.569.400 lira ret karar harcından peşinalınan 870.000 liranın mahsubu ile geri kalan 699.400 liranın davalı İ. Sigorta A.Ş.'ten alınmasına, 18.11.1998 gününde oybirliği ile karar verildi.