Mesajı Okuyun
Old 15-06-2008, 14:02   #30
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Barış
Aldığı cevap artık klasikleşmiştir.
"Avukat bey savcının talimatı var dosyayı gösteremeyiz"

Burada dosyayı görebilme yeteneğiniz, hiç abartmıyorum, tümüyle sinir sisteminizin dayanıklılığı ile doğru orantılı değişmektedir. Genelikle savcıların bu aşamadan haberi de olmamaktadır, kraldan daha kralcı bir yaklaşımla, dosya elmas parçası, avukat elmas hırsızı algılanıp, yapılan operasyonu, onca emeği boşa çıkarakacak, iki yalanla üstüne tonlarca da para alacak avukatı, ne yapsak da buradan istediğine ulaşamadan göndersek mantığıyla, sorgulama, ifade alma tekniklerinin bilumumu avukat üzerinde denenerek (Bu tekniklerin bir çoğuna, kolluk aşamasında ifade alma öncesi dosya inceleme talebi seanslarında vakıf oldum ) yıldırılmaya çalışılmaktadır.

Hiç unutmuyorum, bir defasında , yıldırma, ilgisiz kalma, uzun sürelerle yanıtsız bırakma (saatler sürebiliyor), olmadı kışkırtmaya tevessül, vb. bilumum yöntem denendi. Üstelik savcıyla yaptığımız görüşmede, "Elbette dosyayı inceleyebileceğim" söylendi. Amsa ilginçtir, kolluk bu telefon görüşmesini hiç ciddiye almadı. Ben savcının da talimatı doğrultusunda dosyayı incelemek ve daha sonra ifadede hazır bulunmak için gecenin ortasından sabaha doğru sebatla ve inatla oturmaktaydım Hatta onların yöntemini, onlar üzerine yönlendirerek "Beklememin hiç sorun olmadığını, sabaha dek de oturabileceğimi, lütfen kendilerini acele etmek zorunda hissetmemelerini " filan söyledim. Nihayetinde saatler sonra birimin amiri gelerek odasına davet etti. Birimin, amirlerinin talimatını savcının talimatına yeğ tutmalarını anlamak hiç mümkün değildi. Amir nazikçe; "Elbette dosyayı inceleyebileceğimi, ancak ifadede hazır bulunduktan "sonra", hangi evrakı istersem göstereceklerini ve fotokopi dahi vereceklerini söylemeleri üzerine, artık hiç bir talepte bulunmadığımı, susma hakkımızı kullanacağımızı söyleyerek, bu kısır mücadeleyi sonlandırdım. Birimden ayrılırken, benimle dertleri bitmemişti, binayı terkedip de merdivenlerden inmekte iken, arkamdan bir görevli gelerek "Bu gece sizi hiç beğenmedik" şeklinde bir de üstü fazlaca örtülü bir tehdit gönderiverdi. Dışarı çıktıktan sonra sinir sistemimin uğradığı tahribatı gidermem doğrusu epey zamanımı aldı. Daha da ilginç olanı, ertesi gün savcılık sanıkları tutuklamaya sevkedip de, sorgu yargıçlığı tutuklama talebini reddettiğinde, birimin amirinin sarfettiği sözdü:

"Çok ilginç, böyle olmaması gerekiyordu, siz kazandınız"

Kazanan/Kaybeden kavramlarının tarafı olamayacağımızı, "Karşı-Karşıya olmadığımızı", bir kazanan varsa bunun da hepimizin uğruna çaba sarfettiğimiz kavram olması gerektiğini söylemek içimden geçtiyse de, vazgeçtim.

Saygılarımla...