Mesajı Okuyun
Old 15-06-2008, 06:17   #14
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Yalnız bu tartışmanın konusu,icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen borçlunun,itirazın iptali davası sırasında
yetki itirazında bulunup bulunmayacağıydı,ki bu konu da özellik arzetmekteydi.İcra takibine itiraz dilekçesinde veya ayrı bir dilekçe ile icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen borçlunun itirazın iptali davası sırasında mahkemede yetkiye itiraz edebileceğine dair yerleşik uygulama vardır. Konu ve soru buydu.

Ayrıca,tanzim tarihi olmayan senedin adi senet vasfında olacağına dair de sayısız Yargıtay Kararı ve yine yerleşik uygulama var. Yukarıdaki kararda yazılı delil başlangıcı nitelemesi yapılması,adi senet vasfına bağlı olarak borcun sebebi veya şarta bağlı olması vb nedenlerle temel ilişkiden kaynaklanan defilerin ileri sürülebilmesi imkanı olması nedeniyle,kambiyo senetlerindeki borcun sebebe bağlı olmaması(borcun müceret oluşu) sonucundan farklı olarak adi senette borcun sebebine ve varlığına yönelik defilerin hem ilk lehtara hem de sonraki temlik alanlara karşı ileri sürülebileceğini vurgulamak. Bu niteleme ve sonucu asıl uygulama ve kabul şekli olarak yansıtan kararlar istikrarlıdır.

Yine tanzim tarihi olmayan ve adi senet vasfında kabul edilen senedin ciro yoluyla devredilemeyeceği ve BK m 169 a göre alacağın temliki hükümlerine göre (tek ciro imzası ile değil,devredilen kişi ismi açıkça yazılarak, bu kişiye hakkımı/ alacağımı devrediyorum şeklinde bir yazılı alacağın temliki beyanıyla)devredilebileceğine,böyle bir temlik yoksa devralan alacaklının takip ve dava hakkı bulunmayacağına dair sonuçlara ulaşan kararlar da vardır.(Alacağın temliki senet üzerine yazılabileceği gibi ayrı bir temlikname ile de yapılabilir,senet üzerinde yapılması zorunlu değildir) Bu kararlardan bulup aktarmak konuyu doğru olarak değerlendirmek için daha faydalı.

Tanzim tarihi bulunmayan bononun kambiyo vasfında olmaması ve adi senet vasfında oluşunun ve bu nedenle ciro edilmesinin mümkün bulunmamasının, ancak BK m169 a göre alacağın temliki hükümlerine göre devredilebilmesinin,en önemli ve üzerinde durulması,tekrar edilmesinde fayda bulunan bir sonucu da alacağı temlik alan alacaklı davacının,alacağını temlik eden lehtara müracaatta bulunmasının :

1- Alacağını temlik eden lehtarın,borçlunun aczi halinde ödemeden sorumluluk kabul ettiğini yazılı olarak taahhüt etmiş olmasına ;
2- Borçlunun takip edilmiş ve aciz halinde bulunduğunun,hukuken ortaya çıkmış olmasına bağlı olduğudur;ki kambiyo takibi ile adi senedin takibi arasındaki en önemli fark ta aslında budur.