Mesajı Okuyun
Old 12-06-2008, 07:19   #22
karabekir

 
Varsayılan

80.000 YTL ile ilgili maddeyi unutmuşum. Oysaki, belki çekle ödemelerin düzenlenmesi hakkındaki kanunu 10'larca kez okuduğum halde. Bir garabet de benim adıma yazılmalı.

80.000/100=800 gün. Her çek yaprağı için. 106. maddeden bahsedilmiş. Madde dikkatle incelendiğinde gün karşılığı olarak Savcının hapse çevirme yetkisinden bahsedilmektedir. Pekiyi çekteki cezada gün gören var mı? Pekiyi, gün bedeli nasıl oluyor da doğrudan 100 YTL olarak Savcı tarafından belirleniyor. Bu bedeli belirlemeye yetkisi hakimindir. Kamu hukukunda kişiler sadece kendilerine verilen yetkiyi kullanabilir, bu yetki de kanundan doğar. Hele de kişi hürriyetini sınırlayacak bir yetki olursa bu...

106. maddede ne kadar süreyi aşamayacağı belirtilmiş. Benim tarzanlığıma verin. 106. maddenin hapse çevrilmeyle ilgili kısmını okuduktan sonra bir daha yüzünü bile görmek istemediğimden kalan kısımlarını okumamıştım.

Gelelim çekin bir ödeme aracı olduğu meselesine. Uygulamada en fazla karşılaşılan sakatlık budur. Çek keşide eden kime çekde vade olmaz ibraz süresi olur, çeke konulan vadenin bir hükmü yoktur, adam yarın isterse bankaya gidip parayı alabilir dediğimde yüzüme büyük bir şaşkınlıkla bakıldığında; hatta içlerinden: ulan hukuku bitirmişsin ama daha çeki öğrenememişsin diye geçirdiklerini biliyorum.

Uygulama böyle. Çek keşide eden binlerce insan çekin ne olduğunu bilmiyor, dahası bankalar herkese çek defteri verebiliyorlar. Ticaret Kanunu ve Çekle ödemelerin düzenlenmesi hakkındaki kanun uygulamayı tam olarak esas almayıp; bunu bir ödeme aracı olarak düzenlemiş ancak uygulama da çek biraz bonoya benzemiştir.

Yani, çeki keşide eden; ileri tarihli vadeyi atarak ben o tarihte bankada para bulunduracağım demiştir. Uygulama budur. Kanun koyucunun ya uygulamayı esas alması veya herkese çek defteri verilmemesini sağlamalıdır. Hatta; bankaya bir yükümlülük getirip, çek defterlerini belirli bir bedel toplamı olarak vermesi ve keşidecinin o bedel kadar hesabını bloke etmesi daha uygundur.

Örneğin: bir kişiye verilen 100 yapraklı her çek için her yaprağın bedeli sabit olmalı ve üzerinde mesela 2.000,00YTL yazılı olmalı ve keşidecinin 200.000,00YTL parasını bloke etmelidir. Böyle bir düzenleme olmadan çek'de bu şekilde kullanılacaktır..

Ekin hanım, (bir arkadaş böyle seslendiği için ben de öyle sesleniyorum yoksa cinsiyetinizi bilmiyorum) ben memurum. Konuyu açtığımda bizzat baş aktörü kendimin olduğunu belirtmedim olayın. Dolayısıyla benim memur olmamla yukardaki hikaye arasında bir kolerasyon olduğunu sanmıyorum. Ama, olay tamamen gerçek, uydurma değil.

Memurlukla ilgili meseleye gelirsek; Birinin memur olması onun çek keşide edemeyeceği veya ticarethane işletemeyeceği anlamına gelmez. 657 bunu yasaklamıştır ancak Ticaret kanunu; kendilerine ilgili mevzuat gereğince yasak konulduğu halde ticarethane işletenleri tacir gibi sorumlu tutmuş, dahası çek zaten ticari bir iş olarak ayrıca Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği için esas alınmıştır. Hasılı, memur çek keşide edebilir ve bu cezadan mahkum olabilir.

Yani ki; bu kişi memurdur ancak suçun ne faili ne de mağdurudur. Olayın kahramanlarını yakinen tanımaktadır o kadar...

Ben şimdi baştaki soruları bir daha tekrarlayım; Bu ceza para cezası. Daha iki-üçtü galiba- yıl evvel bundan dolayı hapis yatmıyordunuz zira ağır para cezasıydı. Şimdi, adli para cezası ve adli para cezasının infaz rejimine tabii. Buradaki garabet bu. Yalnız, bu kez de Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkındaki kanun adli para cezasının tanımının Türk Ceza Kanununda olduğunu belirtiyor. O tanım ise; günü ve gün bedelinin hakim tarafından belirleneceğini söylüyor. Uygulamada ise gün belirleme yok, sadece gün bedeli bütün savcılarca 100,00YTL üzerinden adli para cezası kadar hapse çevriliyor.

Yine 106. maddede savcıya verilmiş bir bedel belirleme yetkisi yok. Ben, sistemin en önemli saçmalık noktasını gösteriyorum. Burada çek keşide edenin basiretsizliği veya hainliğini tartışmıyorum.

Şu da söylenebilir o zaman niye ona acındırmaya çalışıyorsun. İntihar ederse etsin. Bir acındırma hikayesi değil. Son kertede herşeyi bitmiş ve karısına bir maaş bağlanabilsin diye intihar etmeyi dahi düşünen bir adamın karısının geçimi için dışarda kalması gerektiği bir durumda saçma bir hata yüzünden hapse girmek üzere olması canımı sıkıyor.

Selamlar...