Merhabalar;
İlgili forumları okumama rağmen net cevap alamadığım için yeni bir forum açma ihtiyacı hissettim.
Ücret sözleşmesi yapmadığım müvekkilimin getirdiği bono ile borçlu aleyhine 45.000.00.-YTL.lik takip yaptım.Borçlu bonodaki imzaya itiraz etti.İcra Hukuk Mahkemesince imzalar toplandı ve dosya bilirkişiye gitti.Bu arada borçlunun gayrımenkulleri üzerine borca yeter miktarda haciz şerhi işlendi.Bilirkişi, imzanın borçluya ait olduğuna ilişkin raporunu sundu.Tam karar celsesinden önce müvekkilin azilnamesi elime ulaştı.Haliyle son duruşmaya girmedim ve daha sonra karardan bir suret aldım.Kararda davacı borçlunun anlaşma ve feragat beyanı, alacaklı müvekkilin ise anlaşma ve takip dosyasından da feragat edeceğine ilişkin beyanı var.Dava feragat nedeniyle reddedildi.Takip dosyasına ilişkin kanuni vekalet ücretinin azil tarihindeki tarife üzerinden hesaplanacağını biliyorum.
1-Kanuni vekalet ücretine azil tarihinden itibaren yasal faiz işletmemde bir sakınca var mı?
2-Ayrıca, müvekkil aleyhine, Avukatlık Kanunu'nun 164/4 m. gereğince takip tutarının %10 u oranında vekalet ücreti talebiyle dava açmayı düşünüyorum.Bu konuda bilgi ve görüşlerinize ihtiyaç duyuyorum.
3-Taraflar arasındaki anlaşma azilden sonra yapılmış.Bu durumda Avukatlık Kanunu'nun 165. m. gereğince her iki taraf müteselsil borçlumudur.

Herkese teşekkürler...
Saygılarımla...