Mesajı Okuyun
Old 27-05-2008, 11:39   #2014
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Bu tartışma ilk kez; Büyük Önder’in Türkçe savaşını yürüttüğü dönemde, Türk Dili Cemiyeti’nin davetlisi olarak ülkemize gelen Türkolog Rasony'nin, “Türk Has İsimleri” konulu konferansta söylediklerinden sonra yaşanmıştı. Rasony'nin, İslâmiyetle birlikte soyadı geleneğinden uzaklaşıldığını söylemesi ortalığı karıştırmış, oradakileri heyecanlandırmıştır. Konferans 18 Ağustos 1934 Cumartesi günü Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün himayesinde toplanmış, 23 Ağustos 1934 Perşembe günü sona ermiştir. Gazi, tüm bu tartışmaları Türkçe savaşının birer adımı kabul etmiştir. Nihayet; 24 Kasım 1934 günü, TBMM aldığı bir karar ile Gazi Mustafa Kemal Paşa da, Atatürk soyadını kabul etmişti.

Türkçe konusunda 1934-1936 yılları arasındaki dil alanında bazı kontrollü denemeler (aşırılıklar) dışında Atatürk döneminde "Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet ve kültür politikasına paralel bir millî dil politikası takip edilebilmiştir. Dayandığı fikir temeli ve felsefesi sağlamdır. Uygulamadaki bir kısım yanlışlıklar, işin fikir temeli ile değil, yöntemi ve uygulayıcıların hazırlık durumlarındaki yetersizlikle ilgilidir". Şahsen, soyadı kullanılmasını bu emanete sadakat olarak görüyorum. Soyadımla hitap edilmiş olması hoşuma gidiyor, muhatabıma soyadı ile (ya da soyadını da ekleyerek) hitap etmeyi de –kendimce- saygılı bir hitap olarak benimsiyorum.
Saygılarımla

(Bu mesajın Türkçe Çalışma Grubu alanı ile ilgili olduğunu , bu nedenle Sn Av.S.ERGİN'in gazabına ( )baştan razı olduğumu i.e.)