Mesajı Okuyun
Old 22-05-2008, 17:20   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
21.Hukuk Dairesi

Esas: 2003/30
Karar: 2003/1631
Karar Tarihi: 04.03.2003

ÖZET : Borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İİK'nun 44 ve B. K.'nun 179 maddelerinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve isbat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri kayıtlı olduğu Ticaret Siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi devir alan davacıda B. K.'nun 179 maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan davanın reddi gerekir.

(2004 S. K. m. 44, 96) (818 S. K. m. 179)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı ( alacaklı ) vekili tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Havva Aydınlı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

Karar: Uyuşmazlık 3. kişinin İİK'nun 96 onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Haciz 10.4.2001 tarihinde borçlu şirketin halen faaliyette olduğu işyeri adresinde yapılmıştır. Borçlu şirket temsilcisi 16.4.2001 tarihli dilekçeyle haciz mahallinin içindeki menkullerle birlikte davacı 3.kişiye ait olduğunu ancak hacizli malla birlikte fabrikanın kendilerine 1.6.2000 tarihli kira sözleşmesi ile 2 yıllığına kiralandığını ileri sürerek davacı adına istihkak iddiasında bulunmuş, davacıda aynı sözleri doğrulamıştır.

Borç 14.1.2000 tarihli bonodan kaynaklanmaktadır. Borcun doğumundan sonra takipten kısa bir süre önce haciz mahallinin içindeki menkullerle birlikte 12.5.2000 tarihinde davacıya satılması ve satıştan hemen sonra 1.6.2000 tarihinde davacı tarafından borçluya kiralanması hayatın olağan akışına aykırı, alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik devir olgusunu doğrulayan muvazaalı işlemlerdir. Kaldı ki borçlu şirket temsilcisi dava konusu menkulü 17.7.2000 tarihli dilekçeyle mal olarak beyan etmiştir.

Öte yandan, borçlu ile davacı arasındaki ilişki ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan İİK'nun 44 ve B. K.'nun 179 maddelerinin uygulanması gerektiği açıkça ortadadır.

Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri kayıtlı olduğu Ticaret Siciline bildirerek ilan ettiği ve mal beyanı verdiğine ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur. Bu durumda devir alacaklının haklarını etkilemeyeceği gibi devir alan davacıda B. K.'nun 179 maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.

O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 4.3.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.