Mesajı Okuyun
Old 19-05-2008, 21:03   #24
AHMET ŞEREMET

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. O. TEKGUL
Yazdıklarınıza katılmıyorum kimseye zorla katiplik yaptırılmıyor maaşını beğenmiyorsa katiplik yapmak zorunda değil bu rüşvet almayı meşru hale getirmez. bu mantıkla baktığımızda her suç için bir bahane mutlaka çıkacaktır. asıl dürüstlük cebinde paran olmadan yapılan dürüstlüktür.

Sayın Av.O.TEKGUL, sizi haklı buluyorum ancak Adliyede bir memur 750 YTL maaş alıyor. SSK da çalışan bir memur 1200 YTL maaş alıyor. yan ödemelerle 1600 YTL yi buluyor. yani bu yan ödemeyi Kurumları veriyor. Ayrıca diğer Kurum memurlarında 1 yıllıkyeni memurla 10 yıllık memur arasında maaş yönünden çokfark var. Adliye de ise kaç yıllık olursan ol, aynı maaşı alırsın değişmez. zaten Adliye de çalışan çoğu katip (ben dahil olmak üzere) Kurum değiştirmeye çalışıyoruz. Hangi Kurumun memuru Adliyeye geçmeye çalışmış tarihte görülmüş bir şey mi. bence bu yönlerden den de konuya baklıması lazım. Adliyeler haricinde Hangi Kurum memurunun başında amir olarak, Hakim ve Savcı var. Siz bile aynı statüde olduğunuz halde ne sıkıntılar yaşıyorsuzun değil mi. Ben bir çok kez Avukatların Hakim ve Savcılar tarafından azarlandığını, hor görüldüğüne şahit oldum. Adliye dışında hangi Kurum memuru yıllık iznini kullanmak için Ağustos ayını bekliyor. yine öğlen tatillerinde Kaç Kurum Adliye gibi çalışıyor. (duruşmaların uzaması gibi) Başka bir kurum varsa çalışan öğlen tatilleri karşılığını da alıyorlar. Lütfen siz ve meslektaşlarınız bizlere Hakim ve Savcıların baktıkları gözle bakmayınız. Siz bilmiyorsunuz belki ama biz katiplere ne zaman bir iyileştirme yapılmaya kalkılsa Hakim ve Savcılar hemen engel oluyorlar. Önce biz diyorlar, ama sıra bize hiç gelmiyor. Tamam ben zorla katip olmadım. Varsa tanıdığınız beni SSK ya geçirin, Sağlık Bakanlığına atayın, ya da ne bileyim Gümrük Memurluğuna alın. ya da Bağ Kur a alın. Maaşımın yetersizliğinden değil, artık stresten ömrümden ömür gitmesinden bıktığım, usandığım için. diyeceksiniz ki ne yapıyorsunda usanıyorsun, anlatayım.; Ben İstanbul Adliyesinde bir mahkemenin ihtiyati haciz Masasında çalışıyordum. Bilirsiniz, Avukatlar dosyaları tevzii oldukları Mahkemeye İhtiyati hacze konu belgelerini ibraz ederler. İsatnbul Adliyesinde çoğu Hakim evlerine dosya götürürler. bizim Üye Hakimimiz de aynı şekilde, içinde toplam 6 trilyonluk 6 senetli bir dosyayı evine götürüyor. ertesi gün dosyaları kendisinden alıyorum. başlıyorum kararları yazmaya, red yada kabul diye. sıra o dosyaya geldiiğinde, kabul notunu görüyorum. ama içinde senetler yok. önce panik yok diyorum. kararı yazıyorum ve bir kenara ayırıyorum. tüm dosyaları arıyorum. ama nafile, ikinci gün Avukat arkadaşınız geliyor. ve kararı soruyor. bende durumu açıkça söylüyorum. Ama arkadaşınızda en ufak bir şaşırma yada panik anına şahit olmadım. gayet sakin bir şekilde tamam ben 15 gün idare ederim, sende araya dur dedi. bende başladım. kalemin her yerini aramaya, derdest ve kararlı dosyaların içlerini, mahzen dahil olmak üzere tüm ihtiyati haciz dosyalarını ama bir hafta geçti bulamadım. en sonunda Hakime Hanımın yanına gittim ve durumu kendisine anlattım. ama kendisinde olmadığını ve iyice aramamı yoksa Avukattan önce hakkımda işlem yapacağını söyledi. beni iyice panik sardı. iki hafta geçti ve hala bulamadım. ve bu iki hafta içinde geceleri uyuyamıyorum. uykusuz halimle Adliyede çalışıyordum. 3. hafta geldi. hala sonuç yok. aslında bir sonuç var o da benim sonum. en sonunda Müdürüm, bana Hakime Hanımın çantasına bir bakı ver dedi. ve dedim ki madem başım ağrıyacak ve bu işin sonu kötü bitecek şu hakimin dosyaları götürdüğü çantayı (bakmama izin vermemişti) gözünün önünde dökeyim. gittim kapıyı çalıp içeri girdim. Hakime Hanım kusura bakmayın ama çantanıza bakacağım. dur yapma bakamazsın demeye kalmadan çantayı boşalttım. ve bir kaç adet esas dosya ile birlikte benim aradığım senetler de dökülüverdiler. Hakime Hanım hiç bir şey diyemedi. Allah tan yeni memurdum. yoksa şu zamanda başıma gelseydi. Hakimi dövmekten hapis yatıyor olurdum ki bu ve buna benzer olayları sıkça yaşadım. Yani Avukat Bey, işler sizin gördüklerinizden de karışık. şimdi ben Hakimin kaybettiği senetler yüzünden yargılanıp ömür boyu ödeyemeyeceğim borca ve belki de hapis cezasına çarptırılacaktım. Siz katipliği kolay mı zannediyorsunuz. Yapmayın Allah aşkına. Avukatlardan siyasi görüşlerini bildiklerim hangi görüşte olursa olsunlar, şu konuda hem fikirler; işini yaptırmak için memura para vermekte mahsur yok. yani onlar dürüstler memurlar adiler. Peki ben size şunu sorayım, nerdeyse hemen hemen her ilde hukuk fakültesi açılıyor. ve her yıl binlerce mezunlar oluyor. bende şunu merak ediyorum, yakın zamanda Avukatların sayısı 100 binleri hatta 500 binleri aştığında, Pasta küçüldüğünde rekabeti azaltmak için, Adliye koridorlarında Avukatların birbirlerini vurmalarında mahsur yok mu diyecekler.
Allah korusun, düşüncesi değil, şakası bile çok çok kötü. Artık yok memur suçlu, yok Avukat suçlu, yada ikis ide suçlu demenin zamanı geçti. Baroların, Adalet Bakanlığının ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun bu konularda bir şey yapmalarının zamanı geldi. 1-SSK ve Bağ Kur Memurunun aldığı maaş gibi Adliye Memuruna maaş versinler. 2-Hakim ve Savcılar evlerine dosya götürmesinler 3- Hakim ve Savcılar memurlarına özel iş yaptırmasınlar. 4-Diğer Memurlar gibi haklarında soruştuma açılmadan önce Valilikten izin alınsın 5-Nöbet paraları ödensin 6-Öğlen tatillerinde çalışma karşılığı verilsin veya zorla çalıştırılmasınlar 7- ........................
yani bu sorunların giderileceğine ben de inanmıyorum ama ümitsizlik insana yakışmaz.
Saygılar,