Mesajı Okuyun
Old 12-05-2008, 18:23   #2
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Genel kurallar dahilinde kişinin iddiasını ispat ile mükellef olduğu noktasından yola çıkacak olur isek, kıdem tazminatı aldığını iddia ederek savunmasını buna dayandıran kişinin bunu ispat etmesi gerektiği düşüncesindeyim. Şayet bunu ispat edemiyor ise bu durumda savunmasını dayandırdığı temel noktayı ispatlayamamış olacaktır.

Kıdem tazminatını aldığını herhangi bir şekilde ortaya koyamıyor ise bilirkişinin sanki kıdem tazminatı alınmış gibi hesap yapması yoluna gidilmesini ben mantıklı bulmuyorum. Mesela işçinin, işyerinden haklı bir sebebe dayanmaksızın iş akdini feshederek ayrılmadığını nereden bileceğiz?(Haklı sebebe dayanmayan fesih halinde kıdem tazminatına hak kazanamayacağına göre...) Ancak bir şekilde kıdem tazminatına hak kazandığını ve bu tazminatı aldığını ispatlar ise(bunu ne şekilde yapacağı konusunda hayal gücümü zorluyorum ancak saat itibari ile ve kafa yorgunluğu neticesinde herhangi bir şekil bulamıyorum) ve ihtilaf, aldığı tazminatın miktarı konusunda olursa, o zaman dediğiniz şekilde kıdem tazminatı miktarının alınan maaşa göre belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yoluna belki gidilebilir.

Şu haliyle, mahkeme karşı yanın talebi doğrultusunda bahsettiğiniz şekilde bir yola gidecek olsa bile bu konuda itirazlarınızı sunmanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Kaldı ki hakim davalıya kesin süre verirse ve bu sürede de anılı belge sunulmaz ise zaten bu delilden vazgeçilmiş sayılacaktır.