Mesajı Okuyun
Old 07-05-2008, 23:00   #21
duyguusta

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Fahri ALİMOĞLU
İlginç...
Cezaların azlığından yakınan avukatların varlığı için kullanabileceğin tek kavram bu.
Çünkü;
Öncelikli olarak TCK'da öngörülen cezalar asla az değil. benzer ülkeler arasında en ağır müeyyidelerin bizde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
İkincisi; bizdeki sorun cezaevlerinin islah amacına hizmet edecek biçimde planlanmamış olması ile ilgili.
Üçüncüsü;böööö yapmaya 7 yıl hapis cezası veren hakime görüldüğü ilk yerde altı kalınca çizilmiş bir biçimde böööö yapılmalı. Hayatını adalet dağıtarak kazanmasına da engel olunmalı.
dördüncüsü; cezalar az değil. Uzlaşma müessesinin kapsadığı alan minicik. Şikayetten vazgeçmenin ifade ettiği hiç bir anlam yok. Bu şartlarda cezalar cidden ağır.
Ve son;
Avrupa'da tutuklu yargılanma oranı %2 bizde %47 buyrun buradan yakın. Bireye sadece mağdurken değer veren vatandaşını henüz sanık iken tu kaka ilan eden kanunun az ceza öngördüğünü söylemek "hayatın olağan akışına uygn değil"
Saygılarımla


Kesinlikle size katılıyorum....
Ayrıca işin çok kötü bir boyutu daha var ki o da Avrupada yargılananların %90'nından daha fazlası mahkumiyet alıyor oysa bizde davaların %50'sinden daha da fazlası beraatla sonuçlanıyor. Bu da gösterir ki, %50'lilik bir kesim suçsuz yere "koruma tedbirlerine" maruz kalıyor- ki tutukluluk süresinin de hiç az bir süre olmadığı gözden kaçırılmamalı.

Sistem anlayışı okadar farklı ki, Türkiye'de hakim ve savcıların performansı açtıkları baktıkları dava ile ölçülüyor, Avrupa'da ise savcıların başarı ölçütü kaybettikleri dava oranı.... Bu da aslında bizlere sorunun nereden kaynaklandığını çok net gösteriyor....

Bence başta yargı mensupları olmak üzere tüm kamu personeline insan hakları dersi verilmeli. Ankara'da bir derneğin faaliyetlerini göstermek amacıyla birkaç hakim hayatlarında ilk kez cezaevine gitmiş ve o kadar şok olmuşlar ki içlerinden biri kalp spazmı geçirmiş... Bu durumda insan kim bilir kimlerin canını yaktı diye sormadan edemiyor bence....