Mesajı Okuyun
Old 01-09-2005, 23:15   #6
Gemici

 
Varsayılan

İhtiyaç mı Gereksinim mi ?
İster ihtiyaç deyin ister gereksinim deyin, fark etmez, her iki kelimenin tanımladığı kavram aynıdır. Her iki kelime'de hissedilen bir eksikliği ve buna bağlı olarak bu eksikliği ortadan kaldırmaya yönelik bir duyguyu belirtir. Aradaki tek fark bu kelimelerden birisinin Osmanlıca diğerinin Öztürkçe oluşu.

Aynı kavramı belirten bu kelimelerden hangisini nerede kullandığımız, alışkanlıklarımıza yada ideolojik görüşlerimize bağlı. Bazen aynı cümle içinde ikisini birden kullanıyoruz.

Örnek:

Alıntı:
Güvence İhtiyacı: Bu gereksinim bireyin düzenli, tutarlı ve kestirilebilir bir dünyada yaşama isteğiyle ilgilidir.

Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi
Cilt: XIV, Sayı: 1, 2001
KADINLARIN VAROLMA YOLLARI
Asude BİLGİN*


Görebildiğim kadarı ile 'İhtiyaç' kavramı Türkçede iki değişik anlamda kullanılıyor:

1.
hissedilen bir eksiklik duygusu ve buna bağlı olarak bu eksikliği ortadan kaldırmaya yönelik duygu/istek.
Burada önemli olan ortada bir duygunun var oluşu. Buradaki tanımı ile 'İhtiyaç' değişik bilim dallarını meşgul etmektedir. İhtiyaç her şeyden önce biyolojik bir olgudur. Biyolojik anlamda ihtiyaç güdülerle ilgilidir. İhtiyaç Sosyoloji ve psikoloji bilimlerinide yakından ilgilendirmektedir.

İhtiyaç denince ilk akla gelen isim Abraham Maslow ve ihtiyaç hiyerarşisi teorisi'dir.
Alıntı:
Abraham Maslow, insanların neden farklı zamanlarda farklı gereksinimlerini ön plana çıkardıklarını araştırmış ve bir ihtiyaç hiyerarşisi teorisi geliştirmiştir. Bu teoriye göre, insanın gereksinimleri 1'den 5'e doğru önem sırasıyla:
1. Fiziksel gereksinimler (yiyecek, su, barınma...)
2. Güvenlik gereksinimi (emniyet, korunma, sağlık...)
3. Sosyal gereksinimler (bir topluluğa ait olma hissi, sevgi...)
4. Saygı görme gereksinimi (toplumda sayılma, sosyal statü)
5. Kişisel ilgileri/fikirleri/idealleri ortaya koyma gereksinimi (kendini geliştirme, kişisel yaşamı zenginleştirme, kişisel hedefleri gerçekleştirme)
Maslow'un "ihtiyaç hiyerarşisi" teorisine göre insan, önce en önemli gereksinimini tatmin etmeye çalışır. Bir düzeydeki gereksinim karşılandığı zaman sıra bir sonrakine gelir. Açlık çeken bir insanın (gereksinim 1) çevre sağlığıyla (g. 2) ya da klasik müzikteki son gelişmelerle (g. 5) ilgilenmesini bekleyemeyiz. Bu aynı zamanda şu anlama da geliyor: Temel gereksinimlerini (g. 1 ve 2) karşılayamayıp umutsuzluğa kapılmış topluluklar, etik kaygıları (g. 3 ve 4) ikinci plana atıldığı için temel gereksinimleri karşılanacağı vadedilerek kolaylıkla kandırılabilir ve etik dışı işlere yönlendirilebilirler.
Maslow'un teorisi, bize toplumumuzun hayat kalitesini arttırmak için hangi noktalara öncelik vermemiz gerektiği hakkında fikir veriyor. Hedef kuşkusuz toplumun çoğunluğunu 5. gereksinim düzeyine çıkarabilmek ve bu düzeyde de mutlu edebilmektir. Bu teori, bizi aynı zamanda bir konuda uyarıyor. İnsan istekleri tükenmeyen bir varlıktır; bir gereksinim düzeyi karşılamak için yapılan çalışmaların sonraki düzeylerle çelişmemesi gerekir. Örneğin temel gereksinimler (g. 1-2) için gerekli altyapıları kurarken çevrenin (g. 2-5) sorumsuzca tahrip edilmesinin bedelini toplumun gelecek nesilleri eksilen hayat kaliteleriyle ağır bir şekilde öderler.

http://inet-tr.org.tr/inetconf6/tammetin/yasam.html


İhtiyacın hukuki tanımını en iyi şekilde Avukat Hüseyin Özcan’ın Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü, Ankara 1975, veriyor:

Alıntı:
İhtiyaç: (Ar.) ‘İzale arzusu ile birlikte yürüyen bir fıkdan duygusu’ olarak tarif edilmektedir. Gıda ihtiyacı, daha ziyade fizyolojik bir duygu olarak kabul eder. Şükrü Baban, ‘İktisat ilminin Umumi Prensipleri’ adlı eserinde ihtiyacı, ‘Tatmin edilmediği zaman ıztırap ve elem, tatmin edildiği takdirde haz veren bir his’ olarak tarif etmektedir.


2.
Yukarıda belirtildiği anlamı ile ‘İhtiyaç’ bir his bir duygudur. Hisler ve duygular tatmin edilir/giderilir veya karşılanır.

İhtiyaçların tatmin edilmesi ancak o ihtiyacı karşılayacak/ giderecek bir ‘ŞEY’ ile mümkündür. Bu şey maddi veya manevi olabilir.
İhtiyaç kavramının ikinci anlamı da bu ‘ŞEY’dir. Açlık ihtiyacının giderilmesinde bu şey ekmek, süt, meyve, sebze, et, balık ve akla gelebilecek daha birçok şey olabilir. İhtiyacın birinci anlamı ile ikinci anlamını birbirinden ayırmak için ‘ihtiyacı tatminde’ kullanılan şey’in belirtilmesi gerekir; Örneğin ‘EKMEK İHTIYACI, SU -, SÜT -, ŞEKER İHTİYACI’ gibi.

Konumuzun başına dönersek:
İhtiyacımızı tatmin ederiz ve bu ihtiyacı tatmin için gerekli ‘ŞEY’i temin ederiz, dememiz gerekir.
Buna dayanarak Kanun Koyucumuzun ‘ihtiyaçların temini’ yerine, ihtiyaç duyulan malların/şeylerin/levazımatın temini demesi gerekirdi.

Almanların bu konuda bir zorlukları yok, bir duygu bir güdü olarak ihtiyacı ‘Bedürfnis’ ve bu ihtiyacın giderilmesinde/tatmininde gerekli şey’i ‘Bedarf’ olarak tanımlıyorlar.

Saygılarımla