Mesajı Okuyun
Old 06-05-2008, 11:33   #7
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Sayın BaharB, yazdıklarınızı inanın anlayamadım. Beni aydınlatırsanız sevinirim.

1-
Alıntı:
Yazan BaharB
Adalet Bakanına soruşturma izni verilmesi konusundaki endişelerinizi genel anlamda yersiz buluyorum.
Yazımda endişe sözcüğü geçmemektedir. Yazdığım tümce "Bu maddeden soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığı’nın iznine bırakılması ise son derece hatalı ve sakıncalıdır." şeklindedir.
2-
Alıntı:
Yazan BaharB
Tabiki eleştirilebilir ve daha iyi bir yöntem önerilebilir.
Eh, ben de eleştirmişim zaten.
3-
Alıntı:
Yazan BaharB
Ancak eski Ceza Kanunu döneminde de bu suçlarda soruşturma izni Adalet Bakanında idi.
Yeni yasadan, yeni yasadaki bir değişiklikten sözediyoruz. Eski yasanın öyle olması neyi değiştirir?
4-
Alıntı:
Yazan BaharB
Benim asıl dikkatimi çeken 301'in durup dururken ünlü olduğu yönündeki düşünceniz. 301'inci maddenin durup duruken gündeme gelmediğini, Avrupa Birliği'ne katılım sürecinin, PKK terörünün, uluslararası alanda yıllardır izlenen kalıplaşmış stratejilerin getirdiği yük ve açmazların, küreselleşme ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin sonucu toplumun demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi konularda büyük bir değişim içinde olduğunu, toplumsal tabuların yıkılmaya başladığını, insanların sorgulamaya daha eğilimli olduklarını ve bu nedenle 301 ve benzeri tartışmaların gündeme geldiğini, bunun da kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

"Durup duruken ünlü olmak" ile "durup dururken gündeme gelmek" aynı şey midir sizce? Bence değildir. Bu nedenle yazımda ilk ibare kullanılmıştır. Kaldı ki, yazıda eleştirilen "soruşturma izninin Adalet Bakanlığına verilmesi" hususudur; bu durum insan haklarına, eşitlik ilkesine vb. ne kadar uygundur?

5-
Alıntı:
Yazan BaharB
Yakın zamanlarda "yargı bağımsızlığının olmadığını" söyleyen Savcı yargı organlarını aşağıladığı için cezalandırılıp görevinden ihraç edilirken, vicdanı ile cüzdanı arasında sıkıştığını söyleyenler, Ankarada büyük salonlarda alkışlanıyorlardı. Aceba hangisi daha aşağılayıcıydı?

TESEV'in araştırmasını hepimiz biliyoruz. Adaleti, hakkı, hukuku, güçlü devlet karşısında zayıf vatandaşı koruması gerekenler, devleti korumakla kendilerini sorumlu tutuyorlar. Bir Vali "hiç kimse devletten hesap soramaz" diye vatandaşı azarlıyor.

Ve bu noktada da eski alışkanlıklar ve uygulayıcıları topluma dar geliyor ve gündeme oturuyorlar.

Yazdıklarınızın bu kısmının TCK 301 değişikliği ile ne ilgisi olduğunu hiç anlayamadım, özür dilerim. "Aceba" açıklayabilir misiniz?