Mesajı Okuyun
Old 02-05-2008, 17:01   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1. Tenkis için vasiyetnamenin tenfizinin şart olduğuna dair bir kayıt yasalarda yer almış değildir.Aşağıdaki Yargıtay kararından da böyle bir şart olmadığı sonucuna varabiliriz.

2.Vasiyetnamenin tenfizi bir ayni hakkın geçirimini sağlamadığına göre, bu davada tenkis definin ileriye sürülmesine gerek olmadığı kanısındayım. Eğer o malı elinde bulunduran mirasçıya karşı vasiyetname alacaklısı istirdat veya miras sebebiyle istihkak davası açar yada mülkiyet iddiasında bulunursa o zaman saklı pay sahibi mirasçı herzaman def'i yoluyla tenkis iddiasında bulunabilecektir.

Fakat tenfiz davasında sessiz kalınması yerine , tenkis hakkının bulunduğu ve bu hakkın TMK 571/3 mad. göre şartları oluştuğunda def'i olarak ileriye sürülebileceği savunmasına yer verilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.

“ Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK.nun m.595 ve izleyen maddelerinde ( TMK.nun 535 ve izleyen maddelerinde ) düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir.
Diğer bir anlatımla "Vasiyetnamenin tenfizi, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tesbitinden ibarettir. Bu tesbit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. “
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU T. 17.1.2007 T.E. 2007/2-2 K. 2007/10