Mesajı Okuyun
Old 06-08-2005, 01:04   #5
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
4353 numaralı ‘MALİYE VEKALETİ BAŞ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİNİN MUHAKEMAT VE...’kanun

Mukaveleli ve aidatlı serbest avukatlar
Madde 36 - Hazine avukatlığı teşkilatı olmıyan ve maaşlı veya ücretli avukat kadrosu verilmesine imkan bulunmıyan yerlerde Maliye Vekaleti ücreti muhakeme masrafları tertibinden verilmek üzere mukavele ile aylık ücretli serbest avukat veya dava vekili kullanabilir. Teşkilat olan yerlerde pek mühim ve istisnai sebeplerle herhangi bir davanın teşkilat haricinde diğer bir avukata tevdii Maliye Vekaletinin teklifi üzerine İcra Vekilleri Heyetince karar verilmiş olmasına
Bağlıdır


Alıntı:
Kamu İhale Kanunu
KANUN NO : 4734
KABUL TARİHİ : 04.01.2002
Doğrudan Temin
MADDE 22. - (Değişik: 4964/ 15 md.) Aşağıda belirtilen hallerde ihtiyaçların ilan yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temini usulüne başvurulabilir.
..................
..................
h) (Ek: 5020 / 28 md.) 4353 sayılı Kanunun 22 nci ve 36 ncı maddeleri uyarınca Türk veya yabancı uyruklu avukatlardan hizmet alımları.

Bu maddeye göre yapılacak alımlarda, ihale komisyonu kurma ve 10 uncu maddede sayılan yeterlik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçlar temin edilir.


Uygulama, alıntılardan da anlaşılacağı gibi, ihale ve idari muhakeme mevzuatı hükümlerine uygun bence. Hükümetin davayı neden ‘teşkilat haricinde diğer bir avukata tevdii’ ettiği yolunda değişik tahminler yürütülebilir, ama yürürlükteki yasalara(ihale ve idari muhakeme ) aykırı bir uygulama yaptığı söylenemez bence; çok çok politik bir karar diyebiliriz.

Bakanlar Kurulunun dışardan bir avukatı görevlendirme kararını ihale mevzuatı yönünden tenkid etmek yersiz bence. Avukatlık mesleği ve adalet kavramının yara alması konusunda pekala tenkid edilebilinecek bir karar.

Bu açıdan bakınca, tenkid edilmesi gereken asıl konu ‘Türk veya yabancı uyruklu avukatlardan hizmet alımları’nın tek ölçüsünün PİYASA FİATI oluşu. İnsanın aklına ister istemez ‘adaletin piyasa fiatı nedir’ sorusu takılıyor. Piyasa fiatının tespiti ve bundan sonra avukatlığın, pardon ihalenin en ucuz fiatı verene bırakılması adalet müessesini zayıflatmaz mı? Barolarımız Kamu İhale Kanununn 22. maddesine bu ek yapılırken neden seslerini çıkarmadılar acaba?

Asıl sorun Maliye bakanlığı’nın Ankara Barosu’na gönderdiği yazıda bence; Doğrudan Temin’den ziyade normal bir ihale yapılıyormuş hissini uyandırıyor yazının içreiği.

Avukatlık kanununa göre Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.
Bakanlıktan ihale yolu ile bir dava alan avukat, serbest mesleğini ve kamu hizmetini hangi ölçüde serbest olarak yapar? Halen serbest meslek sahibi midir, yoksa görevini yaparken bakanlığın direktiflerine mi bağlıdır? Olayın normal vekil/müvekkil ilişkisini aşan bir yönü var bence.

Belki de yaşandı ben duymadım, ama bidiğim kadarı ile avukatlığı/savunmayı ‘Yargınının bir organı olarak’ tanımlıyan hukuk sistemlerinde böyle bir olayın yaşanması imkansız.

Saygılarımla