Mesajı Okuyun
Old 24-04-2008, 10:44   #3
Av.Duran Küçüköner

 
Varsayılan

Sayın Miss Lawyer

Her iki Mahkeme de bu konuda yetkilidir.
Sayygılarımla

Madde 177 - Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.


T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi

Esas : 2004/14500
Karar : 2004/14151
Tarih : 21.12.2004

ÖZET : Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili mahkeme olacağı yönündeki düzenleme ile zayıf durumda bulunan davacıyı koruma amacı taşıyan genel yetki kuralı getirilmiştir. Kanun koyucu genel yetki hükmü getirmekle davacıya seçimlik hak tanımıştır. Buna göre davacı (nafaka alacaklısı); isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde, isterse HUMK.nun 9. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesinde dava açabilecektir. Kamu düzenine ilişkin bulunmayan bu yetki kuralı için davalının yetki itirazında bulunmaması halinde mahkemece resen yetkisizlik kararı verilemez.

(1086 s. HUMK. m. 9, 23, 187) (4721 s. MK. m. 177)

KARAR METNİ :
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonraki dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davada, ilk defa yoksulluk ve iştirak nafakası istenilmiş; mahkemece yetkisizlik kararıyla birlikte tedbiren nafakaya hükmedilmiştir. TMK.nun 177. maddesinde: "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir" düzenlemesi ile zayıf durumda bulunan davacıyı koruma amacı taşıyan genel yetki kuralı getirilmiştir. Kanun koyucu genel yetki hükmü getirmekle davacıya seçimlik hak tanımıştır. Buna göre davacı (nafaka alacaklısı); isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde, isterse HUMK.nun 9. maddesi gereğince davalının ikametgahı mahkemesinde dava açabilecektir. Kamu düzenine ilişkin bulunmayan bu yetki kuralı için davalının yetki itirazında (HUMK. m. 187/2) bulunmaması halinde mahkemece resen yetkisizlik kararı verilemez. (HUMK. m. 23)

Somut olayda davalı yetki itirazında bulunmamıştır. Davacının yerleşim yerinin Küçükçekmece olmadığına dair herhangi bir savunma ve delil de ileri sürülmemiştir.

Bu durumda, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırı şekilde resen yetkisizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Ayrıca, yetkisizlik hükmünün "mahkemenin yetkili olmaması nedeniyle dava dilekçesinin reddine, kararın kesinleşmesinin ardından istem halinde yetkili (c) mahkemeye gönderilmesine" şeklinde oluşturulması gerekirken, "kararın kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde tarafların davayı yenilemekte muhtariyetlerine, mahkememizin 10.01.2004 günlü ara kararındaki tedbir nafakasının kaldırılarak dava tarihinden bu yargılamanın sonuçlanmasına kadar geçecek süre için aylık 140.000.000 TL küçük için tedbir nafakasının her ay davalıdan alınıp davacıya verilmesine" denilmek üzere usulsüz yetkisizlik kararıyla birlikte uyuşmazlığın esası hakkında da karar verilmiş bulunması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.