Mesajı Okuyun
Old 13-04-2008, 00:06   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi

E:2006/1223
K:2006/2652
T:02.03.2006

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği gorüşülüp düşünüldü.

Davacı küçük B.E. adına kayyım A.E. vekili tarafından, davalı A.T. aleyhine 21/8/2003 tarihinde açılan ve Maliye Hazinesi ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar edilen davada, davalının babalığına ve B. için aylık 500 Milyon TL. nafakaya hükmedilmesinin istendiği, B.'ın annesi G. E.'in davada aynı zamanda kayyım vekili olan Avukat Z.D. tarafından temsil edildiği mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.

Dava niteliği itibariyle babalığın tespitine ilişkindir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesinde "çocuk ana ve baba evli ise ailenin, evli değil ise ananın soyadını taşır" hükmü mevcuttur.

Mahkemece, babalığın tespiti ile yetinilmesi gerekirken, evlilik haricinde doğan ve annesinin hanesinde nüfusa kayıtlı olan kücuk B.'ın davalının soyadını taşımasını saglayacak ve idareyi ıslem yapmaya zorlayacak şekilde baba hanesine kayıt ve tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38. maddesinin (b) bendine gore avukat, aynı işte menfaati zıt olan tarafları temsil edemez.

Diğer taraftan; babalık davasında küçüğe annesiyle arasında menfaat çatışması olduğu gerekçesiyle kayyım atanmaktadır.

Mahkemece, kücuge kayyım atanması amacını bertaraf edecek ve Avukatlık Kanununun 38/b maddesini ihlal edecek şekilde B.E.'in kayyımının vekili ile annenin vekilinın aynı avukat olması da usul ve yasaya uygun bulunmamıstır.

Ayrıca babalık davası kamu düzeni ile ilgili olduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 95/2. maddesi hükmüne göre davalının davayı kabul etmesi hukuki sonuç doğurmamaktadır. Mahkemece taraflardan delillerinin sorulup toplanması, kan ve genetik bulgular yönünden kendiliğinden inceleme yapılması gerekirken bu hususun da gözardı edilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 2/3/2006

Not: Yazım hataları Meşe Yazılım içtihat programından kaynaklanmaktadır.