Mesajı Okuyun
Old 09-04-2008, 09:20   #3
Av_Ece Altunay Önal

 
Varsayılan

10. Ceza Dairesi 2005/3633 E., 2006/9044 K.
ÇEKTE İMZA ARAŞTIRMASI
KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK
TEBLİGAT

<LI type=circle>7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 10 ] <LI type=circle>7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 35 ] <LI type=circle>1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 225 ] <LI type=circle>3167 S. ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİN... [ Madde 16 ]
"ÖZET"
3167 SAYILI YASANIN 4814 SAYILI YASA İLE DEĞİŞİK 16/B-4 FIKRASI UYARINCA; DAVETİYENİN 7201 SAYILI YASANIN 10. MADDESİNE GÖRE TEBLİĞİNİN YAPILAMAMASI HALİNDE 35. MADDESİ GEREĞİ TEBLİGAT YAPILMALIDIR. SUÇA KONU ÇEKLERDEKİ KEŞİDECİ İMZALARININ DOSYADA BULUNAN VE NOTERCE DÜZENLENMİŞ YETKİ BELGESİNDEKİ İMZA İLE AÇIKÇA BENZEMEMESİ KARŞISINDA ÇEK ASILLARI GETİRTİLİP İMZALARIN SANIĞA AİT OLUP OLMADIĞI KONUSUNDA BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPTIRILMALIDIR. ÇEKTE 4814 SAYILI YASA İLE GETİRİLEN KİMLİK NUMARASI ZORUNLULUĞU GÖZETİLEREK, ELDEKİ ÇEKLERİN İLERİ TARİHLİ OLARAK TEDAVÜLE KONULUP KONULMADIĞI, SANIKTAN VE İLK CİRANTADAN SORULMALI VE BANKA TARAFINDAN SANIĞIN ELİNDEKİ ÇEK DEFTERLERİNİN YENİSİ İLE DEĞİŞTİRİLME İŞLEMİNİN YAPILIP YAPILMADIĞI ARAŞTIRILMALI VE SONUCUNA GÖRE KARAR VERİLMELİDİR.

"İçtihat Metni"
Karşılıksız Çek Keşide Etmek suçundan sanık Nilüfer hakkında (Ş... Onbirinci Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 09.04.2004 tarihinde, 2003/176 esas ve 2004/179 karar sayı ile mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanık müdafii tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 22.02.2005 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:

4814 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden sonra düzenlenen birden fazla çekin karşılıksız çıkması halinde sanık hakkında, 4814 sayılı Yasa'nın 16/3. maddesi gereğince 1 ila 5 yıl arasında belirlenecek süre için ayrı ayrı "çek hesabı açmaktan yasaklama kararı" verileceği nazara alınmadan, sanık hakkında bir kez çek yasaklama kararı verilmiş ise de; aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-3167 sayılı Kanun'a 4814 sayılı Kanun ile ekleneni6/b maddesinin 4. fıkrası uyarınca CMUK.nın 225. maddesi açıklamasını taşıyan davetiyenin, 7201 sayılı Tebligat Yasası'nın 10. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde öncelikle sanığın bilinen adresine tebliğe çıkartılması, yeni adres bildirilmeden adres değişikliğine gidilmiş olması ve yeni adresin tebliğ memurunca da belirlenememiş olması nedeniyle tebliğ işleminin gerçekleştirilememesi durumunda, anılan Yasa'nın 35. maddesine göre tebligat işlemi yapılabileceği gözetilmeksizin; sanığa doğrudan T.K.nın 35. maddesine göre davetiye tebliğ edilmesi suretiyle yasal savunma hakkının kısıtlanmış olması;

2- Yapı ve Kredi Bankası Istanbul/Ârnavutköy Şubesi nezdindeki sanığî ait hesaptan keşide edilen suça konu çeklerdeki keşideci imzalarının, dosyada bulunan Özer isimli kişiye çek keşide etme yetkisi verilmesini de içeren Küçükçekmece Beşinci Noterliğinin 30.04.2002 tarih ve 13958 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletnamedeki ve temyiz dilekçesi ekindeki Küçükçekmece Altıncı Noterliğinin 15.10.2003 tarihli, 20926 yevmiye numaralı vekaletnamedeki sanığa ait imza örnekleriyle birbirine açıkça benzememesi karşısında; dosyada bulunan özer'e ait Beyoğlu Yirmibeşinci Noterliğinin 29.08.1997 tarihli, 31807 yevmiye numaralı imza sirkülerindeki ve muhatap bankada çek hesabı açılmasına ilişkin müşteri imza kartındaki vekil sıfatıyla atılan imzalar ile çeklerdeki keşideci imzalarının benzerlik gösterdiği hususu da dikkate alınarak; suça konu çek asılları getirtilerek, keşideci imzalarının sanığa ait olup olmadığı gerekirse teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanıp, imzaların sanığa ait olmadığının belirlenmesi halinde, eylemden şikayet bulunduğu dikkate alınarak, çekteki keşideci imzasının kime ait olduğu tespit edilip, bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunularak, dava açılması halinde dosyaların birleştirilmesi suretiyle delillerin birlikte takdir edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi,

3- 3167 sayılı Kanun'da değişiklik yapan 4814 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinden önce veya Türkiye Bankalar Birliğinin görüşü alınarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca düzenlenen 2003/1 sayılı Tebliğin yayımı tarihi olan 09.04.2003 tarihini izleyen üçüncü ayın sonu olan Temmuz 2003 ayı sonuna kadar düzenlenmiş olan ve 'vergi kimlik numarası1 içermeyen çeklerin zorunlu unsurları bulundurduğu kabul edilmiş; ancak, 31.07.2003 tarihinden sonra düzenlenmiş olan çeklerde 'vergi kimlik numarasının' bulunmaması halinde çekin geçerliliğinin etkileneceği kabul edilmiştir.

Dava konusu olan çekler incelendiğinde; Yapı ve Kredi Bankası İstanbul/ Arnavutköy Şubesi nezdindeki sanığa ait hesaptan keşide edilen 29.09.2003 tarih ve 0151512 seri numaralı çek ile aynı hesaptan keşide edilen 17.10.2003 tarih ve 0151517 seri numaralı çekin, keşide tarihi itibarıyla "vergi kimlik numarası" bulunmadığı anlaşılmakla, anılan iki adet çekin ileri tarihli olarak tedavüle konulup konulmadığı, sanıktan ve ilk cirantadan sorulmak suretiyle saptanması ve banka tarafından sanığın elindeki çek defterlerinin yenisi ile değiştirilme işlemi yapılıp yapılmadığının da araştırılması ve bu çeklerin de mahkumiyet hükmüne dahil edilip edilmeyeceğinin belirlenmesinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,

4-Suça konu çeklerden 0151517, 0154881, 0154882 ve 0154899 seri numaralı olanlara ilişkin ihtar evrakının getirtilmemiş olması,

5-647 sayılı Kanunun 5275 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılması ve bu Kanunda gecikme zammı öngörülmemiş olması nedeniyle, para cezasının ödenmemesi durumunda gecikme zammı uygulanmasına olanak bulunmaması,

6-1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 4667 sayılı Kanun'un 77. maddesi ile değişik 164/son maddesi yanlış yorumlanarak, avukatlık ücretinin katılan yerine davanın tarafı olmayan "katılan vekili" lehine hükmedilmesi,

7- Gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin yanlış ve eksik yazılmış olması,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan hükmün istek gibi (BOZULMASINA), 03.07.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.