Mesajı Okuyun
Old 24-03-2008, 12:21   #4
beyazbulut

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 1995/2971
Karar: 1995/5228
Karar Tarihi: 29.05.1995
ÖZET: Davalı sözleşmenin inikadı anında temel hataya düşürüldüğünü savunmuş, bu savunmasını tanıkla ispat edeceğini açıklamıştır. Temel hataya ilişkin bu savunmanın tanıkla ispatı mümkündür. Öyle ise davalının tanıkları dinlenmeli ve davacının buna yönelik varsa karşı delilleri toplanmalı davalının sözleşmenin yapılması sırasında temel hataya düşürüldüğü tespit edildiği takdirde bu gerekçe ile davanın şimdiki gibi reddine, savunma kanıtlanamadığı takdirde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
(818 S. K. m. 161, 405)
Dava: Taraflar aras
ındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı, dava dışı taşınmaz satıcısı ile davalı alıcıyı anlaştırıp, alım satım ve komisyon anlaşması imzaladıklarını, davalının taşınmazı almaktan vazgeçip taşınmaz tellallık ücreti için yaptığı takibe de itiraz ettiğini iddia ile haksız itirazın iptaline inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya konu evin yanında pazaryeri olmadığına dair verilen güvence uyarınca sözleşmeyi imzaladığını bilahare taşınmazın pazaryerinde olduğunu anlayıp, sözleşmeyi fesh ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü taraflar ile dava dışı satıcı N. Kolçuk arasında düzenlenen 3.6.1994 tarihli <Alım Satım ve Komisyon Anlaşması> başlıklı sözleşmenin hukuki tanımı ve yorumunu gerektirmektedir. Tellallık ücreti bu sözleşmenin 5. maddesi ile hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin başlangıcında komisyon ücreti tesbit edilmiş, sonunda <satıştan vazgeçen taraf iki tarafın toplam komisyon ücretini ödemeyi kabul eder> sözlerine yer verilmiştir. Davacının bu sözleşme içeriğine göre akdin icrasına tavassut ettiği ve akdin icrasına imkan hazırladığı kanıtlanmıştır. Gerçekte de BK.nun 405. md. uyarınca tellal yaptığı hazırlık veya icra eylediği tavassut akdin icrasına müncer olduğu takdirde ücrete müstahak olur. Her ne kadar davalı ile satıcı satıştan vazgeçmişler ise de sözleşmede az yukarıda belirtilen kararlaştırma cezai şart niteliğindedir ve hukuken geçerlidir. Burada kararlaştırılan cezai şart, tellallık sözleşmesinin bir yaptırımı niteliğinde olup onun yazgısına tabidir. Bu sözleşme de yazılı şekilde düzenlendiği için geçerlidir ve tarafları bağlar. Diğer bir ifade ile sözleşmedeki cezai şartı içeren bu hüküm satıcı ile alıcı arasındaki taşınmaz malın mülkiyetinin geçirilmesi amacıyla kararlaştırılmamıştır. O nedenle satış akdinin bir yaptırımı olarak değil, açıklandığı şekilde tellallık sözleşmesinin bir yaptırımı olarak taraflarca kararlaştırıldığının kabulü gerekir. Şu durum karşısında sözleşme kural olarak geçerli olduğu için davacı cezai şarta tekabül eden giderimi isteyebilir. Bu giderim saptanırken BK.nun 161/son maddesi gözden kaçırılmamalıdır. Ne var ki kural bu olmakla birlikte somut olayda davalı sözleşmenin inikadı anında temel hataya düşürüldüğünü savunmuş, bu savunmasını tanıkla ispat edeceğini açıklamıştır. Temel hataya ilişkin bu savunmanın tanıkla ispatı mümkündür. Öyle ise davalının tanıkları dinlenmeli ve davacının buna yönelik varsa karşı delilleri toplanmalı davalının sözleşmenin yapılması sırasında temel hataya düşürüldüğü tespit edildiği takdirde bu gerekçe ile davanın şimdiki gibi reddine, savunma kanıtlanamadığı takdirde yukarıda belirtilen yasal kurallar çerçevesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece sözleşmenin hukuki tanım ve yorumunda yanılgıya düşülerek ve eksik inceleme ile yazılı gerekçelerle davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.5.1995 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)